Site icon Omedyam

Şadi Elvasi’nin Korkunç İnfazları Sosyal Medyada!

El Şara’nın geçici hükümetinde Adalet Bakanı olarak atanan Şadi Elvasi’nin, geçmişte yaptığı korkunç infazların görüntüleri, sosyal medyada geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. Özellikle, Elvasi’nin HTŞ olarak bilinen Hurras al-Din örgütüyle bağlantılı olduğu dönemde, El Nusra Cephesi adı altında gerçekleştirdiği eylemlerin dikkat çektiği ifade ediliyor. Elvasi’nin bu infazlarının 2015 yılına ait olduğu belirtiliyor ve örnek görüntüler, iki kadını tabancayla başlarından vurduğu anları içeriyor.

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, Şadi Elvasi, bu tür infazları daha önce de gerçekleştirmiştir. 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı boyunca Elvasi, Şeriat kurallarıyla yönetilen bölgelere hakimlik yapmış ve özellikle Halep’teki hakimler kadrosuna katılmak suretiyle bu alanda etkili olmuştur. Savaş dönemi boyunca yürüttüğü bu tür yönetim anlayışı, Suriye’deki toplumsal dinamiklerin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor.

KORKUNÇ AÇIKLAMALAR

HTŞ tarafından atanan Adalet Bakanı olarak görev yapan Elvasi’nin, katıldığı son röportajda yaptığı açıklamalar da dikkat çekmektedir. Özellikle, “Hristiyan azınlık cizre vergisi ödemeli mi?” sorusuna verdiği yanıt, Suriye’de Müslümanların tek belirleyici unsur olduğuna dair görüşlerini ortaya koymaktadır. Elvasi, “Suriye, yüzde 90 Müslümanların hüküm sürdüğü bir ülke. Buna Müslümanlar karar verir” ifadesini kullanarak, azınlık haklarına karşı kayıtsız bir tutum sergilemiştir.

Dahası, Elvasi’nin mahkemelerde sadece erkeklerin bulunmasını istediği ve kadınların hakim, avukat veya savcı olarak yer almasına karşı olduğu da bildirilmektedir. Bu tür cinsiyetçi açıklamalar, savaş sonrası Suriye’nin yeniden inşası ve toplumsal cinsiyet eşitliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Ayrıca, Avrupa Birliği yetkilileri, Suriye’de kapsayıcı ve demokratik bir sistemin oluşturulması için gerekli zeminlerin hazırlanması gerekliliğini vurgularken, Elvasi’nin bu tür açıklamalarına dair herhangi bir yorumda bulunmamışlardır. Bu durum, Avrupa’nın Suriye’deki gelişmelere yönelik tutumunu ve müdahale edebilme kapasitesini sorgulatmaktadır.

Exit mobile version