Beyaz Saray Muhabirleri Derneği, 2023 yılı Şubat ayının 12’sinde yaptığı bir açıklamayla, Associated Press (AP) muhabirinin Başkan Donald Trump’ın katıldığı bir etkinliğe alınmamasını protesto etmiştir. Bu durum, basın özgürlüğü ve bağımsız gazetecilik açısından ciddi bir tartışmaya yol açmıştır. Beyaz Saray’ın, AP muhabirini bu etkinlikten men etme kararı, haber ajansının ‘Amerika Körfezi’ yerine ‘Meksika Körfezi’ terimini kullanmaya ısrarla devam etmesine dayandırılmıştır.
Dernek Başkanı Eugene Daniels, Beyaz Saray’ın bu kararına karşı çıkarak, “Beyaz Saray, haber kuruluşlarının haberleri nasıl sunacağını dikte edemez ve yayın politikalarından dolayı çalışan gazetecileri cezalandırmamalıdır” ifadelerini kullanmıştır. Daniels, Beyaz Saray’ın AP muhabirini resmi bir etkinlikten men etmesini “kabul edilemez” şeklinde nitelendirerek, bu durumun demokrasi ve basın özgürlüğü açısından son derece olumsuz etkileri olacağını vurgulamıştır.
‘ANAYASAYA AYKIRI’
Associated Press Genel Yayın Yönetmeni Julie Pace, muhabirlerinin Oval Ofis’te düzenlenen bir etkinliğe katılımının Beyaz Saray tarafından yasaklandığını duyurmuştur. Pace, bu yasağın yalnızca AP’nin Trump yönetiminin istediği şekilde haber yapması durumunda kaldırılacağının kendilerine iletildiğini aktarmıştır. “Trump yönetiminin, AP’yi bağımsız gazeteciliği nedeniyle cezalandırması kaygı verici,” diyen Pace, bu tutumun ABD Anayasası’nın Birinci Ek Maddesi’nde tanımlanan basın özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtmiştir.
AP’nin kendi kılavuzunda, ‘Meksika Körfezi’ adının 400 yıldan daha uzun bir süredir kullanıldığı ve küresel bir haber ajansı olarak Trump’ın önerdiği yeni adın not alınmasına rağmen, orijinal ismin kullanılmaya devam edileceği açıkça ifade edilmektedir. Bu açıklama, AP’nin haber verme konusundaki bağımsızlığını savunma kararlılığını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda gazetecilerin haberleri doğrultusundaki haklarının korunması gerekliliğini de ön plana çıkarıyor.
Bu olay, basın mensupları için endişe verici bir durumu ortaya koyarak, yetkililerin medyayı kontrol etme çabalarının, demokratik normlarla çeliştiğini gözler önüne sermektedir. Medya özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biri olduğundan, bu tür uygulamalar hem ulusal hem de uluslararası platformda geniş yankı bulmaktadır. Basın muhabirlerinin bağımsız ve tarafsız bir şekilde haber yapabilmesi, toplumun doğru bilgiye ulaşması açısından hayati bir öneme sahiptir.
