Netanyahu, Hamas ile esir takası için Katar’a gidiyor!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas ile yürütülen esir takası görüşmeleri konusunda önemli bir toplantı düzenlemeyi planlıyor. Toplantıda, Katar‘a yeni bir müzakere heyeti gönderilip gönderilmeyeceği karara bağlanacak. Bu müzakere heyetinin yönetimi konusunda ise Netanyahu’nun, mevcut Mossad Direktörü David Barnea yerine, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’i aday gösterebileceği ifade ediliyor.
İkinci Aşama Washington’da Başlayacak
Netanyahu‘nun ofisinden yapılan açıklamalara göre, toplantıdan sonra Başbakan Netanyahu, ABD‘nin başkenti Washington D.C.’ye giderek, eski Başkan Donald Trump ile görüşecek. Bu görüşmenin Salı günü gerçekleştirilmesi planlanıyor. Görüşme öncesinde Netanyahu, Cumartesi günü ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.
Ayrıca, İsrail, ateşkes ve esir takası anlaşması çerçevesinde ikinci aşama görüşmelerinin 3 Şubat’ta Washington’da başlayacağını duyurdu. Bu durum, taraflar arasındaki müzakerelerin ilerlemesi açısından büyük bir önem taşıyor.
Esir Takası Olumlu İlerliyor
İsrail ile Hamas arasında 19 Ocak’ta başlayan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında gerçekleşen gelişmeler umut veriyor. Şu ana kadar toplam 583 Filistinli mahkûm, 13 İsrailli ve 5 Taylandlı esir serbest bırakılmış durumda. Bu süreçteki ilerlemeler, müzakerelerde olumlu bir atmosfer yaratmış görünüyor.
Anlaşmanın üç aşamalı olarak planlandığı belirtilirken, ilk aşamada 1900’den fazla Filistinlinin ve 33 İsraillinin serbest kalması bekleniyor. Bu durum, hem İsrail hem de Hamas için büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Anlaşmanın içeriği ve kapsamı, iki taraf arasındaki ilişkilerin normalleşmesine katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, İsrail’in Hamas ile yürüttüğü esir takası görüşmeleri, iki tarafın da çeşitli uluslararası temsilcilerle yaptığı toplantılarla ilerlemeye devam ediyor. Netanyahu’nun Katar’a yeni bir heyet gönderme düşüncesi ve Washington’da planlanan görüşmeler, bu sürecin daha da derinleşeceğini ve nihai bir çözüm için zemin oluşturabileceğini gösteriyor. Söz konusu anlaşmalar, bölgedeki gerilimin düşürülmesine ve insan hayatlarının kurtarılmasına yönelik önemli bir fırsat sunuyor.