ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, Şi Cinping gibi dünya liderlerini, gelecek ay düzenlenecek olan yemin törenine davet etti. Ancak, görünüşe göre, Çin Devlet Başkanı Şi bu daveti geri çevirmiştir. Trump, New York Borsası’ndaki bir etkinlikte yaptığı konuşmada, dünya genelinden birkaç lideri yemin törenine davet etmeyi düşündüğünü belirtti. Trump, “Bazıları bunun biraz riskli olabileceğini düşünüyor. Ben de belki öyle, göreceğiz, dedim. Küçük riskler almayı seviyoruz,” şeklinde açıklamada bulundu.
CÜRETKAR ÇAĞRI
Trump’ın yaptığı bu cesur çağrılar, Beyaz Saray’da Basın Sekreteri görevine geçecek olan Karoline Leavitt’in, Fox & Friends programında Şi Cinping’in davet edildiğini doğrulamasının ardından geldi. Dışişleri Bakanlığı kayıtlarına göre, daha önce hiçbir devlet başkanının ABD yemin törenine resmi bir ziyaret gerçekleştirmediği kaydedilmektedir. Trump’ın davetleri, “Önce Amerika” anlayışının yeniden Beyaz Saray’a geri dönmesiyle birlikte, dünya liderlerini yemin törenine davet etme çabası olarak yorumlanıyor.
Şİ KABUL ETMEYEBİLİR
CBS News’e göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in yemin törenine katılması beklenmiyor. Bunun yerine, Çin’in Washington Büyükelçisi ve eşinin 20 Ocak’taki törende Pekin’i temsil edeceği belirtiliyor. Ayrıca, Çin delegasyonunda başka yetkililerin de olabileceği ifade edilmiştir. Yine, törende diplomatik protokolü yönetmek için özel personel görevlendirildiği bilgisi verildi. Ne Çin Büyükelçiliği ne de Trump’ın geçiş ekibi konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Trump, Şi Cinping’i davet ederken, Çin’e yönelik önemli ticari önlemler planladığını da dile getirmiştir. Özellikle, Çin mallarına yüzde 60 oranında büyük tarifeler getirmeyi düşündüğünü ve Çin’den gelen “devasa miktarda uyuşturucu” nedeniyle bu tür önlemler almak zorunda kaldığını açıklamıştır. Ayrıca, Trump, Çin’in ABD toprakları ve kaynakları üzerindeki mülkiyetine de sınırlamalar getirmeyi amaçladığını belirtmiştir. Bu durum, Trump’ın davetlerini diplomatik ilişkiler açısından ilginç bir hale dönüştürmektedir. Zira, Çin ve ABD arasındaki ilişkiler, Trump’ın bu tür ifadeleri ve planları nedeniyle gergin bir dönemde bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Trump’ın bu yemin töreni davetleri, yalnızca iç politikayı değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de etkileyecek şekilde bir dönemeç oluşturmaktadır. ABD’nin yeni yönetimiyle birlikte, dünya liderlerinin yemin törenine katılımları, hem Trump’ın politikalarının ne yönde şekilleneceğine hem de uluslararası ilişkilerin geleceğine ışık tutacaktır.
