Papa Franciscus, son iki haftadır çifte zatürre ve hafif böbrek yetmezliği nedeniyle hastanede tedavi görüyor. 88 yaşındaki Papa’nın durumu, sağlık uzmanları tarafından “kritik” olarak değerlendiriliyor. Ancak bu olumsuz tabloya rağmen, Papa hastaneden Katolik Kilisesi’ni yönetmeye devam etmekte. Vatikan’ın resmi bülteninde belirtilen bilgilere göre, Papa ciğerlerinde biriken sıvının boşaltılması için tedavi almakta, bu sürecin yanı sıra 20 piskoposun atanmasını onaylamakta, en az dördünün istifasını kabul etmekte ve beş kişinin azizlik yolunda ilerlemelerine yeşil ışık yakmakta.
Papa’nın son aldığı kararlar, bazıları için rutin işlemler olarak değerlendirildi; ancak onun Polonya’nın ilk kralı Cesur Boleslaw’ın taç giyme töreninin bininci yılı için özel bir temsilci ataması gibi sembolik kararlar dikkat çekti. Papa Franciscus’un hastanede kalmasının etkisi, Vatikan’ın kamuoyundaki görünürlüğünde belirgin bir azalmaya neden oldu. Her hafta yaptığı konuşmalar ve uluslararası meselelere dair yorumları olmaksızın, Vatikan daha sessiz bir hale geldi. Özellikle, Trump yönetiminin göçmen politikalarına dair yaptığı eleştirilerin yerinde bir sessizlik hakim oldu; ancak Vatikan devleti işlevini sürdürmeye devam etti.
Hastanede tedavi gören Papa’nın ne zaman taburcu olacağı henüz bilinmiyor. Vatikan sözcüsü Matteo Bruni, Papa’nın çalışmalarını sürdürmekte olduğunu belirtmekte. “Franciscus yine Vatikan’ı yönetiyor ve danışmanlarıyla iletişim içinde. Ancak halkla temas, genel kitlelere hitap etme ve pastoral faaliyetler eksik,” diye ekliyor. Ancak herkesin merakla beklediği, Papa’nın görevine devam edemeyecek kadar hastalanması durumunda, Vatikan’a ve dolayısıyla tüm Katolik mezhebine kimin liderlik edeceğidir.
VATİKAN NASIL YÖNETİLİYOR?
Vatikan, Perşembe akşamı Papa’nın sağlık durumunun iyileşmekte olduğunu duyurdu. Gündüz saatlerinde solunum terapisi gören Papa’nın, ciğerlerinin sağlıklı bir hale gelmesi için oksijen maskesi kullandığı ifade edildi. Bununla birlikte, Vatikan yetkilileri, Papa’nın sağlık durumunun tamamen stabil hale gelmesi için birkaç güne daha ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Papa’nın kritik durumda olmadığı; ancak hala tam anlamıyla tehlikeyi atlattığı belirtilmiş durumda. Bir başka yandan, Papa’nın uzun süredir hastanede olması, onun bilinçsiz hale gelmesi veya görev yapamayacak kadar kötüleşmesi durumda kilisenin nasıl yönetileceği sorusunu yeniden gündeme getirdi.
Katolik Kilisesi’nin yönetim mekanizması, büyük ölçüde bir siyasi sistem gibi çalışmakta. Papa, devlet başkanına benzer bir şekilde büyük kararları almakta ve resmen Vatikan’ın ve Katolik inancının kralı olarak görev yapmaktadır. Günlük işlerin yürütülmesi ise Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin’in sorumluluğunda. Ancak bazı yetkiler, yalnızca Papa’ya ait olup, piskopos atamak, emeklilikleri onaylamak ve Vatikan yasalarını değiştirmek gibi kararları sadece Papa alabiliyor. Papa’nın imzası olmadan, Gazze’de ateşkes gibi küresel konularda resmi bir açıklama yapmak mümkün değildir. Papa’nın hastalığı nedeniyle bazı kararların ertelendiği de biliniyor.
Eleştirilere maruz kalan Papa’nın reformları, hastalanmadan hemen önceki dönemde Peru’da tartışmalı bir Katolik topluluğu olan Hristiyan Hayatı Kardeşliği’ni feshetmesiyle daha da yoğunlaştı. Ancak hastalığının bu kararı yavaşlatacağına dair beklentiler boşa çıktı; Vatikan yetkilileri Papa’nın karar almaya devam ettiğini ve yönetimde bir yavaşlama olmadığını belirtti.
PAPA’NIN GÜCÜ YETMEZSE?
Vatikan uzmanlarının belirttiği üzere, Papa’nın imzasını atabildiği sürece işler sorunsuz ilerlemekte.