Dünya

Ölümcül Süper Bakteri Türkiye İçin Tehdit Oluşturuyor

2023 yılı itibarıyla, Malezya’nın Terengganu kentinde bulunan bir hastanede, yüksek derecede antibiyotik dirençli ve ölümcül bir bakteri türü olan ‘Acinetobacter baumannii’ tespit edilmiştir. Bilim insanları, bu bakterinin dünya genelinde yaygın olan ‘GC2’ soyuna mensup olduğunu ve bu durumun halk sağlığı açısından önemli bir tehdit oluşturduğunu belirtmektedirler.

Araştırmacılar, 2011 ile 2020 yılları arasında bölgeden toplanan toplam 126 bakteri örneğini detaylı bir şekilde incelemişlerdir. Yapılan araştırmalar sonucunda bu bakterinin birçok antibiyotiğe karşı direnç geliştirdiği ortaya konmuştur. Özellikle ‘A. baumannii’ enfeksiyonlarında ilk tercih edilen ‘karbapenem’ grubu antibiyotiklere karşı oldukça yüksek seviyede direnç bulunduğu dikkat çekmektedir. Uluslararası bir araştırma ekibi, inceledikleri örneklerin %97’sinde antibiyotik direncinin yayılmasında rol oynayan ‘plazmid DNA’larının varlığını tespit etmiştir.

Ölümcül antibiyotik dirençli ‘süper bakteri’ tespit edildi

Bu araştırmanın ortak yazarı olan Birmingham Üniversitesi’nden Dr. David Cleary, çalışmanın sonuçlarını değerlendirirken, “Bu tehlikeli A. baumannii ailesinin hastanelerde yayılmaya devam ettiğine dair yeni kanıtlar elde ettik” diyerek, düşük ve orta gelirli ülkelerden gelen verilerin çok yetersiz olduğunu vurgulamıştır. Cleary, hastalığın nasıl evrildiğini anlamanın, yayılmasını önlemenin ve etkili tedavi yöntemleri geliştirmenin kritik öneme sahip olduğunu ifade etmiştir.

Antibiyotik direnciyle mücadele edebilmek için düşük ve orta gelirli ülkelerde daha etkili takip sistemleri ve yeni tedavi protokollerine ihtiyaç duyulduğunu belirten Cleary, “GC2 soyunun baskın olması ve karbapenem direncinin yüksekliği halk sağlığı açısından ciddi bir tehlike arz ediyor” diyerek bu durumun ciddiyetine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın başyazarı ve Malezya’daki Sultan Zainal Abidin Üniversitesi’nden Prof. Chew Chieng Yeo ise, “Çalışmamız, çoklu ilaç direncine sahip bakterilerin yayılımına karşı uluslararası araştırma iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Özellikle bazı bölgelerden gelen veri eksikliği varken bu iş birliği daha da kritik hale geliyor” açıklamasında bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu