İsrail Meclisi, İçişleri Bakanlığına verdiği yetkiyle önemli bir yasayı kabul etti. Bu yeni yasaya göre, İsrail vatandaşlarına karşı “herhangi bir eylemde bulunan” Filistinliler, artık İsrail’e ait bölgelerden Gazze’ye sınır dışı edilebilecekler. Bu durum, bölgede yaşayan Filistinliler ve aynı zamanda İsrail vatandaşları arasında gerginliğe yol açar nitelikte. Uygulama, her iki taraf için de ciddi sonuçlar doğurabilir.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun liderliğindeki Likud Partisi’nin destek verdiği yasa tasarısı, Meclis’te 61’e karşı 41 oyla kabul edildi. Tasarının kabulü, haklarında yönetmelik hazırlığında bulunan pek çok kişinin ve grubun endişelerine yol açıyor. Bu yasayla beraber, İçişleri Bakanlığı, potansiyel bir saldırıdan haberdar olan fakat bu durumu yetkililere bildirmeyen aile fertlerini ve eyleme destek verdiği belirtilen Filistin asıllı İsrail vatandaşları ile İşgal altındaki Doğu Kudüs sakinlerini sınır dışı etme yetkisine sahip olacak.
Yeni yasa tasarısına göre, İsrail vatandaşı olan Filistinlilerin sınır dışı edilmesi durumunda, en az 7 yıl, en fazla 15 yıl süreyle bu işlemin gerçekleşeceği öngörülüyor. İsrail vatandaşı olmayan Filistinlilerin ise en az 10 yıl ve en fazla 20 yıl süreyle sınır dışı edilebileceği belirtilmiş. Bu durum, birçok insanı etkileyen ciddi bir yasal değişiklik olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan, söz konusu Filistinlilerin yeni yasa gereği sınır dışı edilmeden önce bir mahkemeye çıkarılması gerektiği de vurgulanıyor. Bu mahkemede, sınır dışı etme kararının yasal bir zeminde mi gerçekleştirileceği sorgulanacak. Bu noktada hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi önemli konular tartışma konusu olabilir.
Muhalefetin, bu yasa tasarısına karşı itiraz etmesi bekleniyor. Özellikle yasa tasarısının insanların hayatlarını nasıl etkileyeceği konusunda eleştiriler gündeme gelecektir. Filistinliler üzerindeki olumsuz etkilerin yanı sıra, bu durum İsrail toplumunda da kutuplaşmalara sebep olabilir. Yasaya karşı çıkanlar, uygulamanın insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı olacağını savunuyor. Ayrıca, bu durumun İsrail-Filistin ilişkilerine nasıl bir etki yapacağı da göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli noktadır.
