ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), Myanmar’da 7.7 büyüklüğünde güçlü bir depremin meydana geldiğini açıkladı. Bu şiddetli sarsıntı, yalnızca Myanmar’da değil, aynı zamanda Bangladeş, Hindistan, Laos, Tayland ve Çin gibi komşu ülkelerde de hissedildi. Myanmar yetkilileri, depremin merkez üssünün Sagaing kentinin 16 kilometre kuzeybatısında bulunduğunu ve 10 kilometre derinlikte gerçekleştiğini bildirdi. Bu nedenle depremin sığ bir deprem olarak nitelendirildiği ifade edildi.
Depremin ardından yaklaşık 12 dakika sonra, Sagaing’in yaklaşık 18 kilometre güneyinde 6.4 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Bu artçı sarsıntının da dikkate alınması gerektiği, insanların dikkatli olmalarının önemine değinildi. Yetkililer, bölgede artçı sarsıntıların devam edebileceği konusunda uyarılarda bulunarak, tehditin henüz geçmediğini belirttiler.
Sosyal medya platformlarında paylaşılan videolar ve görüntülerde, Tayland’ın başkenti Bangkok’ta depremin hissedilmesi sonucu bazı rezidansların yıkıldığı ve binalardaki havuzların taşarak etrafa taştığı görüldü. Bu durum, depremin yıkıcı etkisinin komşu ülkelerde de hissedilmesinin getirdiği korkutucu sonuçları gösteriyor.
Depremin büyüklüğü ve yaygın etkisi, birçok insanın bu olay hakkında sosyal medya üzerinden endişelerini ve tepkilerini dile getirmesine neden oldu. Kriz anları, itfaiye ve acil durum hizmetlerinin yanı sıra yerel yönetimlerin nasıl organize olduğuna dair tartışmalara yol açtı. Uzmanlar, özellikle depremin meydana geldiği bölgelerin altyapı durumunun, bu tür durumlarda yaşam kayıpları ve maddi hasar üzerinde etkili olabileceğini belirtiyor.
Yetkililer, deprem sonrası yapılan değerlendirmelerde can ve mal kaybı olup olmadığını araştırmak için çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Gözler, yerel hükümetlerin ve yardım kuruluşlarının acil durum planlarına ve bölgedeki insanların güvenliğini sağlama çabalarına çevrildi. Elde edilen bilgilere göre, depremde can kaybı olup olmadığı henüz netlik kazanmış değil, fakat süreç takipte kalınmakta.
Bu tür depremler, bölgenin seismik aktivite açısından riskli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Geçmişte de benzer olayların meydana geldiği bilinirken, bu tür doğal afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemi vurgulanıyor. İnsanlar, depremlere karşı alacakları önlemler ve güvenli bölgelerde kalma konularında bilgilendirilmekte ve bu gibi durumlarda yapılması gereken eylem planları hakkında eğitimler verilmektedir.