CHP, Köy Kanunu’na Anayasa Mahkemesi’nde itiraz etti

CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın başkanlığındaki CHP milletvekillerinden oluşan bir heyet, Anayasa Mahkemesi’ne “7534 sayılı Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” hakkında yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle başvuruda bulundu. Bu başvuru, Meclis’teki Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu tarafından gerçekleştirilen ve Anayasa ile kamu yararına aykırı düzenlemeleri içeren yasaların geçişine karşı bir adım olarak değerlendirildi.
Günaydın, başvuru sonrasında yaptığı açıklamada, “Meclis’teki Cumhur İttifakı çoğunluğu, Anayasa ve kamu yararına aykırı düzenlemeleri Genel Kurul’dan geçirdiği sürece, CHP bir hukuk bürosu gibi çalışarak ilgili düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya devam edecek” şeklinde ifadeler kullandı. CHP’nin, Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyi millet adına kullandığını belirten Günaydın, mevcut düzenlemeleri hukuka aykırı ve milletin çıkarlarına zarar veren bir durum olarak tanımladı.
1924 yılında çıkarılan Köy Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yasalarından biri olarak önemli bir yer tutuyor. Günaydın, bu kanunun çeşitli torba kanunlarla amacından uzak bir hale getirildiğini ve olumsuz bir içeriğe sahip olduğunu vurguladı. TBMM’de bu düzenleme ile ilgili verdikleri mücadele sonucunda, hem CHP grubunun hem de diğer muhalefet partilerinin desteğiyle bazı maddelerin kapsamdan çıkarılmasını sağladıklarını açıkladı.
‘Fonksiyon ve imar planı değişikliği sonrası malikten yüzde 90 oranında değer artış payı alınacak’
Günaydın ayrıca, belirli düzenlemelerin yapıldığını örnek vererek şunları söyledi: “Alıcı ve verici parselin farklı illerde olması durumunda imar hakkı aktarımı yapılabilmesi mümkün olmamalıdır. Ancak şimdi sadece il içindeki parsellerde imar aktarımı yapılabilecektir. Bu tür düzenlemelerin, mülkiyet ve barınma hakkına aykırı olduğunu düşünmekteyiz.” Yeni düzenlemeler doğrultusunda, fonksiyon ve imar planı değişikliği sonrası malikten yüzde 90 oranında değer artış payı alınacağı da ifade edildi. Bu noktada, malikin kim olduğunun net bir tanımını yapmadıklarını ve bunun haksız uygulamalara neden olabileceğini vurguladı.
‘Türkiye, iktidar daha ne zaman yaşadıklarından ders alacak?’
Aynı zamanda yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının yetkilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildiğine dikkat çeken Günaydın, bunun demokratik katılımcılığa aykırı olduğunu belirtti. Bu durumun insan sağlığını hiçe sayacağını ve çevreye zarar vereceğini belirtti. Ayrıca, güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin yapı denetiminden çıkartılmasının mantıksız olduğunu ifade etti ve bu durumun ülke genelindeki denetim eksikliklerinin sonuçlarına neden olabileceğini ifade etti.
Hukuk sistemine olan güvenin sarsıldığını ifade eden Günaydın, Türkiye’de yapı denetim kuruluşlarının, yapı sahipleri tarafından seçilmesinin uygun olmadığını ve bu tür bir sistemin yapı denetimini olumsuz etkileyebileceğini düşündüklerini vurguladı. Türkiye’nin bu durumda hangi şirketlerin kayrılacağını ve bunun sebeplerini daha önce de birçok kez gördüğünü ekleyerek, bunların Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade etti.
‘Devlet Denetleme Kurulu ile ilgili bölümü özel olarak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız’
Devlet Denetleme Kurulu’na özellikle dikkat çeken Günaydın, burada çok geniş yetkilere sahip olduklarına dikkat çek