Türkiye’nin bazı şehirlerinde, özellikle Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti’nin ardından, Tunceli ve ilçesi Ovacık’ta da kayyum atamaları gerçekleştirildi. Bu durum, ülkede siyasi gerginlikleri artıran bir gelişme olarak dikkat çekti ve yerel yönetimlerin merkezi hükümet tarafından kontrol edilmesi anlamına geliyor.
İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, DEM (Demokratik Bölgeler Partisi) Partisi’nden görevden alınan Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak’ın yerine, Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, Belediye Başkanvekilliği görevine atanmıştır. Bu atama, yerel yönetimlerdeki halk iradesinin ortadan kaldırılması olarak yorumlanıyor. Ayrıca, CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, yine kayyum ataması ile Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen tarafından değiştirilmiştir. Bu işlemler, yerel yönetimlerin halk tarafından seçilen temsilcileri yerine, merkezi hükümetin atadığı yöneticilere bırakılması anlamına geliyor.
Kayyum atamaları gerçekleştikten sonra, DEM Partisi’nden bir açıklama yapıldı. Parti, kayyum atamalarını şiddetle eleştirerek, bu durumun halk iradesini ortadan kaldırma çabası olduğunu belirtti. DEM Parti’nin açıklaması, merkezi hükümetin siyasi kararlarının yargı aracılığıyla alındığını ve bunun sonucunda yerel yönetimlerin gasp edildiğini savundu. Açıklamada, “İktidar halk iradesini adım adım ortadan kaldırıyor” ifadesi kullanıldı. Ayrıca, “Kayyım darbesinde ısrar ederek partimizi yıldırmayı, halkı siyasi tercihlerinden vazgeçirmeyi ve topluma bu darbeyi kabul ettirmeyi düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz” denildi. Bu ifadeler, hükümetin bu uygulama ile halkın iradesini hiçe saydığı konusunda güçlü bir eleştiri içeriyor ve devletin uygulamalarına karşı çıkan bir tutum sergiliyor.
DEM Partisi’nin açıklamasında, “Sadece darbeciliğinizi tescilliyor, suçlarınızı ağırlaştırıyorsunuz” denilerek, merkezi hükümetin bu tür uygulamalarının sadece durumu kötüleştireceğine dair bir uyarı yapıldı. Ayrıca, “Halk iradesi karşısında dün olduğu gibi bugün de bundan sonra da yenileceksiniz” ifadesi ise, partinin kayyum uygulamalarına karşı direnişinin süreceğini ve toplum nezdinde bu durumu kabul ettirmeye çalıştıklarını vurguladı.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’deki demokratik yapı açısından büyük bir tartışma konusu haline geldi. Kayyum atamaları, özellikle yerel seçimlerin halk iradesi üzerine etkisi nedeniyle oldukça tartışmalı bir konu olarak öne çıkıyor. Bu durum, ülkedeki siyasi atmosferi gerginleştirirken, ilerleyen dönemde daha fazla toplumsal tepki ve eylemlere neden olabilir. Yerel yönetimlerin kayyumlarla kontrol edilmesi, Türkiye’nin demokratik süreçlerini etkilediği gibi, halkın siyasi katılımına ve temsiline de darbe vurmaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler merakla takip edilecektir.
