Son dönemde Türkiye’de yaşanan dolandırıcılık vakalarından biri, ‘bedava tatil kazandınız’ vaadiyle on binlerce vatandaşı mağdur eden Karaderili Grup üzerinden gerçekleşti. Şirket, kısa süreli tatillerde uyguladığı manipülatif yöntemlerle devre mülk satışı yapmaya çalışıyordu. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, bu dolandırıcılık faaliyetlerine yönelik bir soruşturma başlatarak, şirketin üst düzey yöneticilerini ve iş birlikçilerini tutukladı. Ayrıca, bu skandal sonucunda 50 binin üzerinde vatandaşın dolandırıldığı belirlendi.
Şirketin faaliyetleri gündeme gelmesinin ardından Yalova ve Kuşadası merkezli otelleri incelemeye alındı. Devam eden süreç içinde, İstanbul 1. İflas Dairesi tarafından 1 Kasım 2024 tarihli bir ilanla Kuşadası Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketi’nin iflasına karar verildi. Bu durumu, şirketin dolandırıcılık yöntemleriyle birlikte, otel zincirinin iflası da takip etti. Böylece, dolandırıcılığın maddi boyutu daha da netleşmiş oldu.
1276 Kişilik Otel İflas Etti
Otel zincirinin iflası, 110.000 m²’lik yeşil alan üzerine kurulan ve 8 açık yüzme havuzu ile 1 aqua parka sahip olan 1276 odalı Holiday & Leisure Club için gerçekleşti. Bu otelin iflası ile birlikte şirketin dolandırıcılık faaliyetlerine dair birçok çarpıcı detay da gün yüzüne çıktı. Şirket, milyonlarca insana telefon üzerinden ya da yüz yüze anketler gerçekleştirdi. Anket sonuçlarının ardından, tüm katılımcılara “Bedava otel kazanan 20 kişi arasındasınız” şeklinde telefonlar açarak, ücretsiz tatil vaadiyle dolandırıcılığın kapılarını aralamış oldu.
Daha sonra, bu kişileri toplantılara katılmaları için ikna eden dolandırıcılar, misafirleri giyim tarzlarına uygun kıyafetler giymiş personelle görüştürerek devre mülk alımına teşvik etmeye çalışıyorlardı. Bu süreç, dolandırıcılığın sosyal mühendislik boyutunu da gözler önüne seriyor.
Karaderili Grup’un faaliyetleri, 21 paravan firma üzerinden para toplama şeklinde organize edilmişti. Yalova’da bulunan Terma City isimli devre mülk projesi üzerinden, en az 50 bin kişiyi dolandırdığı belirtiliyor. Bu tür dolandırıcılık vakalarının artışı, vatandaşların ve ilgili kurumların konuya daha dikkatli yaklaşmasını zorunlu kılıyor.
Sonuç olarak, dolandırıcılığın sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmayıp, sosyal güveni de zedelediği anlaşılmıştır. Bu yaşananlar, tatil ve konaklama sektöründe dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha ortaya koyarak, dolandırıcılara karşı korunma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.
