Türk toplumunun manevi değerlere olan bağlılığı, bazı kişiler tarafından kötüye kullanılarak dolandırıcılık olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır. Son günlerde Bursa’da yaşanan bir olay, bu durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ve Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, kendisini ‘manevi danışman’ olarak tanıtan Gönül Derman Aytimur’un dini duyguları istismar ederek insanlardan para aldığı yönündeki ihbarlar doğrultusunda harekete geçti.
Güvenlik güçleri, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesiyle, Aytimur’un ikametgahını belirleyip, Nilüfer ilçesinde bulunan Kültür Mahallesi Akar Sokak’taki 3 katlı evine baskın düzenledi. Şüpheli kişinin evinde yapılan arama işlemleri, tam iki saat sürdü. Bu süreçte, Aytimur’un evinde büyü yapımında kullanıldığı iddia edilen çeşitli materyallere el konuldu. Olay, toplumda büyük bir dikkatle takip edilirken, Aytimur’un hem dolandırıcılık hem de dini inançları kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığı belirtildi.
Aytimur, yürütülen soruşturma kapsamında ‘677 sayılı tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kanununa muhalefet’ suçundan gözaltına alındı. Bu bağlamda, hukuki süreç içerisinde yapılan incelemeler, Aytimur’un başka suçlardan da soruşturma kapsamına alındığını ortaya koydu. İlgili emniyet birimlerinin düzenlediği soruşturmalar neticesinde, Gönül Derman Aytimur’un dolandırıcılık suçlamasıyla da karşılaşması, olayın ciddiyetini artırdı.
Gözaltındaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Gönül Derman Aytimur, burada ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu gelişme, medyada geniş bir yankı bulurken, ayrıca manevi değerlerin istismar edilmesi konusunu da gündeme getirdi. Mali olarak kayıplar yaşayan birçok kişinin durumu nedeniyle, halk arasında güvenin kaybolmasına ve derin bir tartışmanın başlamasına neden oldu.
Olay, manevi danışmanlık gibi hassas bir alanın istismar edilmesi durumunu gündeme getirerek, halkın bu bağlamda daha dikkatli ve bilinçli olması gerektiğini hatırlattı. Dinî inançlar, her ne kadar kişisel bir tercih olsa da, bazı kişilerin çıkarları doğrultusunda nasıl kullanılabileceği örneği ortaya çıkmış oldu. Gönül Derman Aytimur’un tutuklanması ile birlikte, benzer durumların yaşanmaması adına kamuoyunun bilgilendirilmesi ve dini değerlere saygılı bir anlayışın benimsenmesi gerektiği vurgulandı.
Bunun yanı sıra, ortaya çıkan bu tür olayların, sadece dolandırıcılıkla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumda ciddi bir güvensizlik ortamı yaratabileceği belirtiliyor. Dolayısıyla yetkililerin, manevi danışmanlık ve benzeri konularda daha kapsamlı düzenlemeler yapması gerektiği düşünülüyor. Yapılan bu müdahale, hem Gönül Derman Aytimur’un bireysel olarak hesap vermesini sağlayacak hem de toplumun duyarlılığını artırarak benzer dolandırıcılık vakalarının önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.
