Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 2025 yılı Ocak-Haziran dönemi için belirlenen kıdem tazminatı tavanını 46 bin 655,43 TL olarak açıkladı. Bu rakamın, geçmiş yıllara göre kıdem tazminatının ne denli gerilediğini açıkça ortaya koyduğuna işaret ediliyor. Çalışanların büyük bir kısmı, tazminatlarının yetersizliği nedeniyle ev sahibi olma hayallerinden vazgeçmek zorunda kalıyor.
DİSK-AR araştırmacısı Prof. Dr. Aziz Çelik, kıdem tazminatının tarihsel seyrine dikkat çekerek, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin iktidara geldiği 2002 yılında kıdem tazminatının asgari ücretin 4,8 katı olduğunu belirtti. Ancak zamanla kıdem tazminatındaki erimenin korkutucu boyutlara ulaştığını vurguladı. Çelik, kıdem tazminatının yerinde saymadığını, aksine ciddi bir düşüş yaşadığını ifade etti.
“EV SAHİBİ OLMA HAYALİ BİTTİ”
Prof. Dr. Aziz Çelik, X hesabında yaptığı yazılı açıklamada kıdem tazminatı konusundaki gelişmelere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Çelik, “Kıdem tazminatını da yok ettiler! Kıdem tazminatı tavanı, AKP iktidarında 12 Eylül dönemi uygulamalarının bile gerisine düştü.” dedi. 12 Eylül öncesinde kıdem tazminatı tavanının asgari ücretin 7,5 katı olduğunu, 12 Eylül sonrasında ise bu oranın 3,7 katına gerilediğini hatırlatan Çelik, AKP döneminde ise bu oranının 4,8 kat olduğunu belirttiği gibi bugün bu rakamın 1,8 katına düştüğünü vurguladı. Çelik, bu durumun, AKP iktidarının 22 yılını tamamlamasıyla kıdem tazminatı tavanının ne denli azaldığını göstermesi bakımından oldukça çarpıcı bir tablo olduğunu söyledi. Kıdem tazminatı ile emekli olan işçilerin ev sahibi olma hayallerinin sona erdiğini ifade etti.
Sonuç olarak, DİSK-AR’ın açıkladığı kıdem tazminatı tavanı ve Prof. Dr. Aziz Çelik’in ortaya koyduğu veriler, işçilere yönelik birikimlerini koruyabilmeleri açısından son derece kritik bir durumun ortada olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma yaşamındaki bu olumsuz gelişmeler, pek çok çalışanın geleceğe dair umutlarını da sarsmaktadır. Kıdem tazminatlarının yapılacak düzenlemelerle nasıl şekilleneceği, gündemdeki en önemli konular arasında yer almakta ve işçi hakları mücadelesinin daha da önem kazanmasına yol açmaktadır.
