Christine Lagarde, İngiliz yayın kuruluşu BBC‘ye verdiği röportajda, eski ABD Başkanı Donald Trump‘ın aldığı kararların küresel ekonomik istikrar açısından bir endişe kaynağı olduğunu dile getirdi. Lagarde, bu kararların yalnızca konuşulmasının bile piyasalar üzerinde uzun zamandır görülmeyen bir belirsizlik yarattığını vurgulayarak, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bu duruma son derece dikkatli yaklaşmakta olduğunu ve sonuçları değerlendirmek için çaba gösterdiğini ifade etti.
KÜRESEL EKONOMİYE ZARAR VERİR
Lagarde, bunun yanı sıra, ticaret savaşlarının uluslararası ticarete zarar verebileceği konusunda uyarılarda bulunarak, gerçek bir ticaret savaşına girilmesi durumunda ticaretin ciddi ölçüde azalacağını ve bunun da sonuçlarının yıkıcı olacağını belirtti. Bu tür bir çatışmanın, bazı ülkelerin diğerlerinden daha fazla etkileneceğini vurgularken, küresel büyüme ile fiyat istikrarının olumsuz bir şekilde etkilenebileceği konusunda da dikkat çekti.
Lagarde, özellikle gümrük tarifeleri konusundaki anlaşmazlıkların Avrupa için zorlayıcı sonuçlar doğurduğunu belirtirken, Brüksel‘in ABD’ye misilleme yapmaktan başka bir seçeneği kalmadığını ifade etti. Bu bağlamda, yeni ABD yönetiminin politikalarının Avrupa’nın birlikteliğine katkı sağladığını ve Avrupa’nın güçlenmesi yönünde yeni bir ivme kazandırdığını savundu.
Lagarde, bu durumun Avrupa’nın enerjisini yeniden uyandırdığına dikkat çekerek, “Bu Avrupa için büyük bir uyanış çağrısı.” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Kendisi, Trump’ın “Avrupa Birliği’nin (AB) ABD’yi mahvetmek için kurulduğu” yönündeki iddialarını kesin bir dille reddetti ve AB’nin aslında Avrupa’da istikrar sağlanması amacıyla, ABD’nin teşvikiyle kurulduğunu belirtti.
Lagarde, tarihi savların ve yanlış anlamaların çok tehlikeli olduğunu vurgularken, “Avrupa’nın ABD’yi mahvetmek için kurulduğunu iddia etmek sadece kötü bir dil değil, aynı zamanda tarihin kötüye kullanılmasıdır.” ifadesini kullandı. Bu bağlamda, Avrupa’nın geleceği ve birliğinin önemine de dikkat çekti ve bunun sadece iç meseleler değil, aynı zamanda küresel ekonomik istikrar açısından da kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti.