Kur korumalı mevduat (KKM) sisteminde son dönemlerde görülen düşüş tekrar hızlanmış durumda. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan verilere göre, KKM hesaplarında geçtiğimiz hafta 49 milyar lira gibi ciddi bir düşüş yaşandı. Bu düşüş, bir hafta önceki 36,4 milyar TL’lik gerilemenin ardından geldi ve durumu daha da gözler önüne serdi.
Açıklanan verilere dikkat çekildiğinde, kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğünün 8 Kasım tarihi itibarıyla 1,29 trilyon TL seviyesinde olduğu görülmektedir. Bu rakam, KKM’nin piyasada ne kadar önemli bir yer tuttuğunu ve yatırımcılar tarafından nasıl bir ilgi gördüğünü anlamamıza yardımcı oluyor. Ancak, son iki haftada yaşanan bu keskin düşüş, KKM’nin sürdürülebilirliği ve yatırımcı güveni açısından endişelere yol açmakta.
Kur korumalı mevduatlar, ekonomideki dalgalanmalara karşı bir koruma sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir sistemdir. Yatırımcıların, döviz kurundaki dalgalanmalardan etkilenmeden tasarruflarını değerlendirmelerine olanak tanır. Ancak, son zamanlarda artan enflasyon ve piyasalardaki belirsizlikler, KKM hesaplarına olan ilgiyi olumsuz etkileyebilir. Yatırımcılar, enflasyon karşısında koruma sağlamayan bir sistemin risklerini göze almak istemiyor olabilirler.
Durum böyleyken, KKM hesaplarının çekiciliği tekrar sorgulanmakta. Geçtiğimiz haftalar boyunca yaşanan bu düşüş trendi, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yöneldiğini göstermekte. Özellikle döviz, altın gibi değerli metallerin ve hisse senedi gibi hisselerin daha fazla tercih edildiği dikkat çekiyor. Bu durum, KKM sisteminin tasarruf sahipleri açısından sağladığı güvenin azalmış olduğunu ortaya koyuyor.
Bir yandan döviz kurundaki dalgalanmalar ve artan enflasyon, diğer yandan piyasalardaki belirsizlikler, Türkiye ekonomisini zor bir sürece sokmuş durumda. KKM hesaplarının bu denli erimesi, yalnızca bireysel yatırımcılar için değil, aynı zamanda genel ekonomi için de endişe verici bir durum. Uzmanlar, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için bu tür sistemlerin etkin bir şekilde çalışmasının şart olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, kur korumalı mevduatlardaki düşüş, Türkiye’deki ekonomik istikrarsızlığın bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Yatırımcıların KKM’ye olan ilgisinin azalması, gelecekte bu sistemin ne derece etkili olacağını göstermesi açısından critica bir gösterge. Geçim sıkıntısı çeken bireylerin, daha güvenilir ve kârlı yatırım araçlarına yönelmesi, piyasalarda çeşitlilik yaratırken, KKM sisteminin yeniden yapılandırılması gerekliliğini de ortaya çıkarmakta.
