Amerika Birleşik Devletleri’nde trajik bir olay meydana geldi. 10 yaşındaki Dakota Stevens’a koruyucu annelik yapan 49 yaşındaki Jennifer Lee Wilson, küçük çocuğun üzerine oturarak yaşamını yitirmesine neden oldu. Bu korkunç olay, Wilson’ın çocukla ilgili yaşanan istismarın ardından, Dakota’nın komşuya durumu bildirmesi ve ardından da polise haber vermesi üzerine gerçekleşti. Bu durum, çocuğun evdeki kötü muameleye karşı bir tür çaresizlik ile verdiği tepki olarak yorumlanıyor.
LawAndCrime’da yer alan habere göre, Dakota Stevens’ın trajik ölümü ile ilgili olarak Jennifer Lee Wilson’a en yüksek ceza olan altı yıl hapis cezası verildi. Ancak cezasının son bir yılını denetimli serbestlikle tamamlayacak olması, birçok kişi tarafından yanlış bir uygulama olarak değerlendiriliyor. Olaya tanıklık edenler ve ailenin yakınları, bu durumun adaletin tecellisi adına yetersiz olduğunu düşünüyor.
Bölge emniyeti, 10 yaşındaki çocuğun tepkisiz olduğu yönünde gelen bir ihbarın ardından olay yerine intikal etti. İlk müdahaleyi gerçekleştiren ekipler, Dakota’yı evin giriş yolunun yakınında yatarken buldu. Yapılan ilk değerlendirmelerde, çocuğa ilk yardım uygulandığı tespit edildi. Polis memurlarına göre, çocuk bilinçsizdi, nefes almıyordu ve nabzı yoktu. Ayrıca, Dakota’nın boynunun alt kısmında ve göğsünde belirgin morluklar olduğu kaydedildi. Durumunun ciddiyetini göz önünde bulundurarak, çocuk hemen hastaneye kaldırıldı; ancak ne yazık ki iki gün sonra yaşamını yitirdi.
KADININ SAVUNMASI AYRI REZALET
Otopsi raporu sonucunda küçük Dakota’nın ölümünün cinayet olduğu belirlendi. Ölüm nedeni olarak, ciddi beyin şişmesi ve uzun süre oksijensiz kalma durumu gösterildi. Mirror’daki haberlere göre, çocuğun organlarında hasar ve karaciğer ile akciğerinde kanama mevcuttu. Olay yerinde bulunan ‘koruyucu anne’ Jennifer Lee Wilson’un, polisin ilk raporuna göre “gözle görülür şekilde üzgün” görünmesi dikkat çekti. Ancak Wilson, cinayet suçunu kabul etmesine rağmen, savunmasında çocuğun “tüm gün yaramazlık yaptığını, ev işlerini yapmayı reddettiğini ve evden çıktığını” öne sürerek kendini haklı çıkarmaya çalıştı.
Bu olay, hem toplumda hem de medya dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Çocuk istismarı ve aile içi şiddet konuları yeniden gündeme gelirken, bu tür olayların önlenmesi adına toplumun nasıl bir adım atması gerektiği tartışılmaya başlandı. Çocukların korunması adına verilen önlemlerin yeterli olup olmadığı sorgulandı. Dakota Stevens’ın trajik ölümü, sadece bir çocuğun hayatını kaybetmesi değil, aynı zamanda sistemin ne denli zaaflar taşıdığını da gözler önüne serdi.