Teknolojinin insan yaşamını nasıl etkileyeceği konusunda tekno-iyimser ve tekno-kötümser diye iki ayrı pozisyon bulunmaktadır. İyimserlere göre, dünya teknoloji öncülüğünde bir Rönesans yaşıyor, tüm sorunları çözüme ulaştırmak üzerindeyiz. Kötümserler ise, teknoloji şirketlerinin piyasa değerlerine rağmen ekonomik performansın tatmin edici olmadığına vurgu yapmaktadırlar.
Son dönemlerde özellikle yapay zekâ üzerinden iyimserlik eğiliminin güçlendiği gözlemlenmektedir. Araştırmacı Evgeni Morozov, bu iyimser vizyonun farklı terimlerle adlandırıldığını belirtmektedir. Yeni dönemde teknoloji camiası tarafından pompalanan inanç, her şeyin iyiye gittiği ve piyasa-çekişli teknoloji altyapılarının alternatifi olmadığı düşüncesiyle şekillenmektedir.
Morozov’a göre, serbest piyasanın dijital ekonominin örgütlenmesinde en etkin yol olduğu düşüncesine karşı çıkmaktadır. Ona göre, Silikon Vadisi gibi teknolojik atılımların kamu kaynaklarıyla geliştirildiğini ve her şeyin serbest piyasa üzerinden gerçekleşmediğini vurgulamaktadır.
Yapay zekânın gelişimi ve büyük şirketler tarafından yaratılan sorunlara dikkat çeken Morozov, bu teknolojinin ortaya çıkardığı 7 temel soruna değinmektedir. Bunlar arasında yüksek harcamalar, veri toplama zorunluluğu, şeffaflık sorunu gibi konular yer almaktadır.
Dijital ekonominin küresel iklim değişikliğini nasıl etkilediği de araştırılmaktadır. UNCTAD tarafından yayımlanan bir rapora göre, dijital ekonominin sera gazı emisyonları üzerindeki etkisi incelenmektedir. Ayrıca, dijital atıkların artışı, nadir minerallerin üretimi ve su tüketimi gibi konular da ele alınmaktadır.
Dijital ekonominin çevresel etkilerinin her aşamada görüldüğü vurgulanmaktadır. Üretim aşamasından kullanım aşamasına kadar çevresel etkilerin varlığına dikkat çekilmekte ve politikaların bu etmenler göz önünde bulundurularak geliştirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
