Siyaset

Kayseri’de Cinsel İstismar Olayı: Neden Protesto Edildi?

Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde bir çocuğun cinsel istismara maruz bırakılması sonrasında toplumda büyük bir infial yaşandı. Binlerce insan sokaklara döküldü. Ancak, kargaşa yaratanlar, iş yerlerini ateşe veren ve araçları ters çevirenlerin asıl ilgilendiği konu istismar değil, failin Suriyeli olmasıydı. Emniyet Müdürü’nün kalabalığı sakinleştirmek için çocuğun “Türk değil” olduğunu paylaşması da aslında sorunun kökeninde yatıyordu. Bu durum, failin Suriyeli olmaması durumunda kitlesel sessizliği beraberinde getiren kimlik odaklı bir ahlak anlayışından kaynaklanıyordu.

Türkiye’de “göçmen sorunu” karmaşık bir meseledir. Bugün, AKP’nin agresif dış politika hedeflerinin sonuçlarıyla yüzleşmekteyiz. 2011’den bu yana devam eden Suriye iç savaşı, beklenen kısa süreli sonuca ulaşmadı ve savaşın sorunlarını sınırların ötesine yaydı. Bu durumun bir sonucu olarak, Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’yi göç krizini önlemek için kullanmak istedi ve Türkiye ile anlaşmalar imzaladı.

Ancak, göç sorununu salt milliyetçilikten ibaret görmek yanlış olur. Göçmen karşıtlığı farklı kaynaklardan beslenmektedir. Özellikle ekonomik dinamikler, Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki iş piyasasında rekabet yaratmasına neden olmuştur. Bu durum, yerli ve göçmen işçiler arasında gerilime yol açmıştır.

Göçmen sorununa doğru bir şekilde yaklaşmak, sınıfsal, ekonomik ve sosyal endişeleri göz önünde bulundurmayı gerektirir. Çözüm, Türkiye’nin Suriyeli göçmenleri entegre etmesi ve doğru politikalar uygulamasından geçmektedir. Milliyetçi ve dışlayıcı söylemler, ileride daha büyük sorunlara yol açabilir.

Ülkenin devamında solun düşüncelerine ve vicdanına ihtiyacı vardır. Aksi halde, gelecekte daha fazla gerginlik ve krizlerle karşılaşılabilir. Türkiye’nin bu meselede de doğru adımlar atması gerekmektedir. Bu durum, ülkenin kaos ve şiddet girdabına sürüklenmesini engelleyebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu