IŞİD Kurbanı Nora: Adalet Mücadelesi Sürüyor

Münih’te bir mahkeme salonunda bulunan Nora, kendisini köle olarak satın alan ve beş yaşındaki kızı Reda’yı öldüren sanığın karşısında oturuyordu. Nora, 2015 yılında Irak’ta terörist grup IŞİD tarafından rehine olarak alıkonuldu. IŞİD, bir yıl önce başlayan Ezidi azınlığına yönelik soykırım kampanyası sırasında bu eylemleri gerçekleştirdi. Almanya’dan Felluce’ye giden IŞİD militanı Taha al-Cumaili ve eşi Jennifer Wenisch, Nora ve kızı Reda’yı köle olarak satın almıştı.
2015 yazında, beş yaşındaki Reda hastalandı ve bedeni 50 derece sıcaklıkta pencereye zincirlenerek terk edildi. Al-Cumaili, beş yaşındaki kızı ceza olarak dışarı çıkardı ve onu saatlerce susuz bırakıp, annesinin sadece izlemekle yetinebildiği bir şekilde ölümüne terk etti.
2021 yılında, Wenisch savaş suçlarından yargılanarak cezasını aldı ve bir ay sonra Al-Cumaili, soykırım suçuyla mahkum edildi. Nora’nın mahkemedeki ifadesi, her iki sanığın ceza almasında kritik rol oynadı. Nobel Barış Ödülü sahibi Ezidi aktivist Nadia Murad, Nora’nın yaşadığı bölgeden geldi ve geçtiğimiz 10 yılda adalet için savaş vermiştir. Murad, “Gözden kaçırılan bir gerçek var! [IŞİD] ve benzeri ideolojileri benimseyen gruplar, öldürülme durumunu umursamıyor,” diyerek, IŞİD’in kadınlar ve kız çocuklarıyla yüzleşmekten korktuğunu belirtti.
2014 yılında IŞİD, Irak’ın kuzeyini ele geçirip dini ve etnik azınlıklara yönelik birçok saldırıya imza attı. Ancak Ezidi halkı üzerinde kasten bir soykırım uygulandı. Daha fazla kurban arasında, binlerce Ezidi erkeği, 12 yaş üstündeki erkek çocukları ve yaşlı kadınlar öldürüldü. Binlerce genç kadın ve kız çocuğu cinsel köle olarak alındı ve erkek çocukları için beyin yıkama yapılarak asker olarak eğitildiler.
Toplamda on bine yakın IŞİD üyesinden yalnızca 20 kadar kişi, Avrupa ülkeleri olan Almanya, Portekiz ve Hollanda’daki mahkemelerde savaş suçlarından yargılanıp mahkum edildi. Irak’ta ise IŞİD üyeleri genellikle terör suçlarından ceza alırken, Unitad tarafından yürütülen soruşturmalarla bu mahkumiyetlerin sağlanması öne çıkıyor.
Unitad, Birleşmiş Milletler destekli bir soruşturma birimi olarak, birçok delil toplayarak savaş suçlarına karşı mücadele etmektedir. Fakat Irak, Eylül ayında BM ile ortaklığını sürdüreceğini reddettikten sonra soruşturmalar son bulmuştur. Murad, bu noktada daha fazla kişinin mahkum edilmesi için siyasi irade eksikliğinden yakınıyor.
Murad, anlatmaya çalıştığı trajik hikayesinin sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda ailesinin büyük bir kısmının öldürülüşünü de kapsadığını belirtiyor. Kendi başından geçenleri anlatmadığı için suçluluk hissettiğini ve hayatta kaldığı için kendini sorumlu hissettiğini ifade ediyor. Aynı zamanda, cinsel şiddet kurbanlarının utancını reddettiğini ve bir topluluk oluşturulmasını sağlamak için pek çok kadını delil sunmaları konusunda ikna ettiğini ekliyor.
Murad ayrıca, Irak’ın soykırım mağdurlarına ne şekilde yardımcı olacağı konusunda kaygılıdır. Yaklaşık 200 toplu mezardan sadece 68’i BM yardımıyla açılmış durumda ve bu mezarlardaki cesetlerin kimliği henüz belirlenmemiştir. Örneğin bu süreç, daha önce kimliği belirlenen bazı kurbanların ailelerine ulaşılamaması sebebiyle acı verici bir hal almıştır.
Mücadelesinin sekizinci yıldönümünde Murad, uluslararası kuruluşları eleştirerek buraların mağdurları nasıl koruyamadıkları konusunda sitemde bulundu. Murad, savaşların yayılmasından ve