Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Suriye’de yönetimi ele geçiren Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) ile doğrudan iletişim kurduklarını duyurdu. Bogdanov, HTŞ’nin Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki en güçlü grup olduğunu belirtti ve yürütülen görüşmelerin yapıcı bir şekilde ilerlediğini ifade etti. Bu açıklama, Suriye’nin karmaşık siyasi dinamikleri ve iç savaşın gelişimi açısından önemli bir dönemi işaret ediyor.
Bogdanov, Rusya’nın HTŞ’den beklediği taahhütlerin arasında, Suriye’de düzenin korunması, aşırılıklardan kaçınılması ve diplomatlar ile diğer yabancı vatandaşların güvenliğinin sağlanmasını sıraladı. Bu taahhütler, uluslararası güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahip görünmekte ve HTŞ’nin bu konudaki tutumu, bölgedeki barışın sağlanmasında belirleyici bir faktör olabilir.
HTŞ’Yİ VURDUKLARI ÜSLER KALACAK MI?
Bogdanov, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığının sürdürüleceğini ve bu bağlamda Tartus’taki deniz üssü ile Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nün korunmasının hedeflendiğini vurguladı. Bu üslerin, Suriye’nin resmi talebi doğrultusunda IŞİD gibi terörist gruplara karşı mücadelede önemli bir rol oynadığını ifade etti. Bogdanov, “Bu üsler, uluslararası terörle mücadelede kritik bir önem taşıyor,” dedi.
Rus savaş uçakları tarafından HTŞ militanlarına karşı gerçekleştirilen taarruzların, bu üslerden başlatıldığı ve 11 gün sürdüğü bilgisi verildi. Bogdanov, uluslararası terörizme karşı mücadelede henüz sona gelinmediğini belirterek, Suriye’deki durumun istikrara kavuşabilmesi için toplu bir çabanın gerekliliğini yineledi. Bu bağlamda, Hmeymim Üssü’nün varlığının önemli bir rol üstlendiğini vurguladı.
Sosyal medya platformlarında Rus güçlerinin Tartus, Hmeymim ve Kamışlı’dan çekildiğine dair görüntülerin paylaşıldığı belirtilirken, HTŞ militanlarının bu bölgeden çekilen Rus birliklerine karşı herhangi bir güç kullanmadığı bilgisi aktarıldı. Ancak, Rusların hala Suriye’deki üslerinden tamamen çekildiği gözlemlendi. Bu durum, Suriye’nin geleceği hakkında belirsizlikleri artırıyor.
‘SURİYE HALKI BELİRLEMELİ’
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin ile Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’deki mevcut durumu stabilize etmek için ek önlemler alınması gerektiğini ifade etti. İkisinin yaptığı görüşmede, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiği vurgulandı. Bu durum, uluslararası topluluğun dikkatini çekiyor ve Suriye’deki iç savaşın çözümü için önerilen yollara ilişkin önemli bir tartışma başlatıyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, iki yetkili, siyasi çözüm sürecinin Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini ve bu süreçte uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti. Bu noktada, Suriye halkının kendi kaderini tayin hakkının önemi bir kez daha vurgulanmış oldu. Bu gelişmeler, Suriye’deki savaşın sona ermesi ve ülkenin yeniden inşası adına atılacak adımların belirlenmesinde kritik rol oynayabilir.
