Gündem

Esad Sonrası Suriye: Belirsizlik ve Kaos Kapıda

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu’nun ani baskınları sonucunda Halep, Hama ve Humus gibi stratejik şehirler ele geçirildi. Bu saldırılar, 61 yıl boyunca iktidarda kalan Baas rejiminin sonunu getirdi ve Beşşar Esad, başkenti terk ederek kayboldu. Çeşitli iddialara göre Esad’ın vurulduğu veya kaybolduğu söylentileri gündemdeydi ancak 13 yıllık iç savaşın ardından Moskova’da ondan tekrar haber alınmaya başlandı.

Bu gelişmeler ışığında, Suriye geleceğine dair tartışmalar sürüyor. Sözcü TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal, Esad’ın resmi olarak sığınmacı statüsüne girmesiyle ilgili dikkat çekici yorumlarda bulundu. Portakal, Rusya’nın Esad’ın arkasında duracağını tahmin ettiklerini belirterek, Orta Doğu uzmanlarının Suriye’nin düşmemesi gerektiğini savunduğunu aktardı. Ayrıca, 1922 Fransız haritasının parçalanmış bir Suriye’yi öngördüğüne dikkat çekerek, 2024 yılına geldiğimizde bile Suriye’nin kaosa sürüklenebileceğini ifade etti. Uzman görüşlerine göre, Suriye’de çok başlı bir yönetim modelinin ortaya çıkması mümkün.

Fatih Portakal, “Bugünkü sloganımız da ‘Ne oldum deme!'” diyerek, insanların geleceğe dair düşünmelerinin önemini vurguladı. Beşşar Esad’ın bir zamanlar Suriye Devlet Başkanı olarak bilindiğini, fakat günümüzde sığınmacı pozisyonuna düştüğünü hatırlattı. Şu an Esad ve ailesinin Moskova’da yaşadığını belirtti. Esad’ı diktatör bir lider olarak değerlendiren Portakal, insanların yaşadığı insanlık dışı durumlara ve kötü yönetimlere dikkat çekti.

Ayrıca, Murat Yetkin’in HTŞ ile ilgili tespitlerine değinerek, HTŞ’nin “kuzu postunda bir kurt mu, yoksa ılımlı bir İslamcı mı?” olduğu sorusunu gündeme getirdi. Avrupalıların HTŞ’yi terör örgütleri listesinden çıkarmaya çalışmasını sorgulayan Portakal, bunun kolay bir süreç olup olmayacağının zamanla anlaşılacağını belirtti. Eğitim, kadın hakları ve modernleşme gibi konularda belki HTŞ’nin söylemlerinin değişebileceğine dikkat çekti; ancak Suriye’nin rahat bir ülke olmasının mümkün olmadığını ifade etti. Zira ülkede herkesin elinde silah bulunduğunu ve bu silahların birbirlerine çevrilebileceğini hatırlattı.

Portakal, demokrasi kültürü olmayan bir yerde kaba kuvvetin egemen olacağını vurgulayarak, bu durumun sadece Suriye’yi değil, bölgedeki diğer ülkeleri ve Türkiye’yi de etkileyeceğini belirtti. “Ne oldum deme!” diyerek bu durumun herkes için geçerli olduğunu hatırlattı. Esad döneminin ardından Suriye’de başkanlık sınıfının değiştiği ve bayrağın da güncellenerek kırmızı şerit yerine yeşil rengin konduğunu ifade etti. Sosyalizmin simgesi olan kırmızı şeridin sökülüp, yerine İslam’ın rengi olan yeşilin geldiğine dikkat çekti.

Sonuç olarak, Suriye’nin Esad sonrası dönemi belirsizliğini koruyor. Muhalif gruplar arasında bir birlik sağlanamadığı için, tıpkı bağımsız bir lider etrafında toplanamadıkları gibi, Şam’a girip yeni bir rejim kurmaları da mümkün olamıyor. Silahlanmış birçok grup olduğu için, bu durum ileride daha büyük bir kaos yaratma potansiyeline sahip.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu