Ali Can POLAT
İstanbul’un huzur dolu köşelerinden biri olan Sedef Adası, “Kesin Korunacak Hassas Alan” olarak tanımlanmıştır. 2023 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan bir düzenleme ile bazı bölümleri, “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” statüsüne yükseltilmiştir. Bu karar, adanın bazı alanlarında düşük yoğunluklu yerleşim planlarının yapılmasına ve turizm tesisleri, yat limanları, tekne imal ve çekek yerleri gibi yapıların inşa edilmesine imkan tanımaktadır. Bununla birlikte, bu alanlarda madencilik gibi faaliyetlerin de gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir.
Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bu duruma itiraz etmiş ve bir hukuk mücadelesi başlatmıştır. İBB’nin gösterdiği çaba, mahkemede olumlu sonuç vermiştir. Mahkeme, İBB’nin başvurusunu kabul etmiş ve 42 bin 755 metrekare büyüklüğündeki alanı kurtarmıştır. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, “Mahkeme, itirazımızı haklı buldu. Nitelikli Doğal Koruma Alanı statüsünün Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak değiştirilmesinin, ekolojik dengeyi olumsuz etkileyeceğine ve doğal değerleri tehdit edeceğine karar verdi.” diyerek kazanılan bu kararı değerlendirmiştir.
Bu gelişme, Sedef Adası’nın doğal ve ekolojik dengesinin korunması adına bir zafer olarak görülebilir. İBB, İstanbul’un doğal varlıklarını koruma konusunda kararlılığını artırmış ve her alanda şehrin doğal güzelliklerinin muhafızı olma görevini sürdürme isteğini vurgulamıştır. Kamuoyunda Sedef Adası’nın korunmasına yönelik olarak yürütülen bu mücadele, çevresel hassaslık ve sürdürülebilirlik konularının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, Sedef Adası’nda yapılan bu düzenlemeler ve hukuki mücadele, sadece bölgenin ekolojik dengesini korumakla kalmayıp, aynı zamanda İstanbul’un doğal alanlarının gelecekteki korunmasına yönelik bir adım olarak da görülebilir. Gelecek süreçte, bu tür alanların korunması için daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerektiği aşikar. Elde edilen bu sonuçlar, yerel yönetimlerin çevresel konularda daha aktif bir rol alması gerektiğini ortaya koymaktadır. İstanbul’un cenneti olarak bilinen Sedef Adası’nın doğallığını ve tarihi değerlerini koruma çabası, gelecek nesiller için önemli bir miras bırakma hedefinin bir parçasıdır.
