İstanbul merkezli yürütülen bir operasyon çerçevesinde, sabah saatlerinde çok sayıda adrese polis baskınları gerçekleştirildi. Bu baskınlar sonucunda, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Yeşil Sol Parti’ye mensup birçok kişi gözaltına alındı. Operasyon, HDK’ye yönelik başlatılan geniş kapsamlı bir soruşturmanın parçası olarak değerlendiriliyor.
Sabah saatlerinde İstanbul’da düzenlenen bu polis operasyonları, toplamda 10 ilde gerçekleştirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, HDK ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen soruşturma kapsamında 60 kişiye yönelik yakalama kararı verildiğini, bu doğrultuda 52 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Savcılığın yaptığı duyuruda, “PKK/KCK terör örgütünün Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 60 şüpheliye yönelik 10 ilde yapılan operasyonlarda 52 kişi gözaltına alındı” denildi.
Bu operasyonda dikkat çeken bir diğer önemli ayrıntı ise, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’un yanı sıra, parti yöneticilerinin ve birçok partilinin de gözaltına alınması. Özellikle siyasi partilere yönelik yapılan bu baskınların, Türkiye’deki siyasi atmosferi ve muhalefetin üzerindeki baskıyı gösterdiği düşünülüyor.
Gözaltına alınan kişiler arasında, gazetecilik yapan Elif Akgül, Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar’ın adlarının geçmesi ise dikkat çekici bir diğer nokta oldu. Bu durum, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü alanında kaygıları artırıyor. Gözaltılar sonucunda, halkın bilgi alma hakkının engellenmesi ve muhalif seslerin susturulması kaygıları öne çıkmakta.
Söz konusu operasyonlar, sadece HDK ve onun bileşenleri ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi dinamiklerin de nasıl şekillendiğini göstermektedir. Özellikle HDK’ye yönelik yapılan hakaretler ve suçlamalar, bu baskınların nedenlerini sorgulatan bir niteliğe sahip. Türkiye genelinde muhalefet partilerine karşı artan baskıların, iktidar koalisyonunun destekçilerinden gelen, siyasi angajman anlayışından beslenen bir durum olduğu yorumları yapılmaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul ve diğer illerde düzenlenen bu operasyonlar; gözaltına alınanların sayısı, içerik ve hedef kitle açısından geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Siyasi atmosferin gerildiği bu süreçte, muhalefetin başta sosyalist partiler olmak üzere diğer siyasi oluşumların üzerindeki baskıların artarak devam etmesi bekleniyor. Her ne kadar resmi açıklamalarda yapılan sorgulamaların ve gözaltıların gerekçeleri vurgulansa da, muhalefet cephesinde yükselen seslerin, ifade özgürlüğü ve demokratik haklar alanındaki tehditleri dile getirdiği aşikar.
