Ülkemizdeki kadınlara yönelik erkek şiddetinin hızla arttığına dair farkındalık yaratmak istiyorum. Resmi veriler olmamasına rağmen, basında yer alan haberlere göre 2024’ün ilk 7 ayında 249 kadın öldürüldü. Ağustos ayının başlarında en az 18 kadın daha yaşamını yitirdi. Geçtiğimiz hafta ise sadece bir günde boşanmaya çalışan üç kadın, eşi tarafından öldürüldü. Durumun ciddiyeti ortada, peki bu noktaya nasıl gelindi?
Erkek şiddetinin artmasında hükümetin politikalarının etkisi büyük. Özellikle AKP’nin atadığı bürokratlar, yöneticiler ve milletvekillerinin kadınları aşağılayan ve tahrik edici söylemleri incelendiğinde durum daha net anlaşılıyor.
Örnek olarak, Mart 2005’te eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Türk kadınları hakkındaki sözleri, Temmuz 2006’da AKP Milletvekili Hikmet Özdemir’in kadınları kategorize ettiği ifadeler, Mart 2009’da eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun kadınlara yönelik aşağılayıcı sözleri ve daha birçok örnek verilebilir.
Bu tür beyanlar, kadınların erkeklerle eşit olmadığına inanan, kadın bedenini kontrol altında tutmaya çalışan zihniyetin bir yansıması. Bu tür cinsiyetçi söylemler, toplumdaki erkek egemen yapının kadını diğerleştiren ve şiddeti teşvik eden ideolojinin bir parçasıdır.
AKP iktidarının kadın hakları konusundaki politikaları da bu düşünceyi destekler nitelikte. Kadınları koruyan yasal düzenlemeleri zayıflatma, emeği değersizleştirme, aile içi şiddeti önleme mekanizmalarını etkisiz hale getirme gibi adımlar atılmıştır.
Son olarak, AKP adalet Bakanı’nın açıkladığı “Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu” ise tartışmalara neden olmuştur. Kurulun nasıl oluşturulduğu ve hangi kriterlere göre faaliyet göstereceği belirsizdir. Bu durum, AKP’nin kadın hakları konusundaki tutumunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
