Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yapılan son düzenlemeler, elektrik tedarik fiyatlarının belirlenmesi ve sübvansiyonların nasıl dağıtılacağı konularında önemli değişiklikler öngörüyor. EPDK’nın düzenlemeleri doğrultusunda, yıllık 5 bin kilovatsaat tüketimi olan konut ve ticarethane aboneleri, artık sağlanan sübvansiyonlardan yararlanamayacak. Enerji sektöründeki gelişmeleri değerlendiren yetkililer, bu değişiklikler ile birlikte maliyet bazlı fiyatlandırma sistemine geçişi desteklediklerini belirtiyor.
Özellikle, gelir seviyesi belirli bir düzeyin üzerinde olan tüketicilerin maliyet esaslı tarifelere tabi tutulması gerektiği ifade ediliyor. Yetkililer, bu süreçte “kırılgan tüketiciler” olarak tanımlanan hanelerin korunmasının önemine dikkat çekiyor ve sübvansiyonların bu gruptaki tüketicilere yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda, mevcut sübvansiyon yükünün azaltılması ve son kaynak tedarik limitinin revize edilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
2023 Yılında 2,2 Milyar Dolar Yatırım
Enerji sektörünün 2023 yılında yaptığı 2,2 milyar dolarlık yatırımlarla enerji arz güvenliğini desteklediği belirtiliyor. Uzmanlar, enerji tüketiminin artması ve dönüşüm sürecinin hızlanması nedeni ile önümüzdeki 8-10 yıl boyunca elektrik dağıtım sektörünün en az 20 milyar dolarlık bir yatırım yapması gerektiğine vurgu yapıyor. Bu yatırımların, artan tüketim talebini karşılayabilmesi adına kritik önemde olduğu ifade ediliyor.
Şu anda mevcut güç ve enerji talebinin karşılanmasında sorun yaşanmadığı, ancak gerekli yatırımlar yapılmadığı takdirde sistemin bu artan talebi karşılayamayacağı uyarısı yapılıyor. Elektrikli araç sayısının hızla artması ve enerji tüketim ihtiyacının çoğalması, enerji altyapısının güçlendirilmesini bir zorunluluk haline getiriyor.
Yenilenebilir enerji dönüşümünün Türkiye için kritik bir öneme sahip olduğu dile getirilirken, bu süreçte işin sadece elektrik üretimi ile sınırlı kalmayacağı, aynı zamanda üretilen elektriğin iletilmesi ve dağıtılması için de ciddi yatırımların gerekeceği vurgulanıyor. Özellikle akıllı sayaç uygulamalarının hayata geçirilmesi gerektiği, bunun için uygun teknolojik altyapının oluşturulmasının şart olduğu belirtiliyor.
Ayrıca, elektrik altyapısının 20. yüzyıl şebekeleriyle yönetilemeyeceği, 21. yüzyıla uygun, dijitalleşmiş ve esnek bir sistemin kurulması gerektiği ifade ediliyor. Dağıtım şirketlerinin bu dönüşüm sürecinde kritik bir rol üstlenmesi gerektiği, yatırım yapılmadığı takdirde elektrikli araç hedeflerine ulaşmanın mümkün olmayacağı değerlendirmesinde bulunuluyor.