Gündem

İstanbul Barosu’na Soruşturma: Hukuk Mücadelesi Başladı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, akşam saatlerinde önemli bir açıklama yaparak, ‘terör örgütü propagandası yapma ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamalarıyla başlatılan bir soruşturma kapsamında geçen hafta İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında dava açıldığını duyurdu. Dava, baro yönetiminin görevlerine son verilmesi ve yeni bir yönetim seçilmesi talebini içeriyordu.

Aynı saatlerde İstanbul Barosu tarafından yapılan bir açıklama ise durumu daha da derinleştirdi. Baro, başlatılan soruşturma için Adalet Bakanlığı’ndan alınan “soruşturma izni“nin hukuksal açıdan geçersiz olduğunu ileri sürerek, bu durumu iptal etmek amacıyla idare mahkemesinde dava açtığını belirtti.

Baro Yönetimi Hedef Haline Getirildi

İstanbul Barosu’nun konuya ilişkin açıklamasında, Baro’nun Anayasa ve Avukatlık Yasası çerçevesinde hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma görevini yerine getirdiği 21.12.2024 tarihinde yaptığı bir açıklama nedeniyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir soruşturma başlattığını ifade etti. Bu açıklama doğrultusunda, Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, yasal bir dayanağı olmadan şüpheli ilan edilerek kamuoyuna asılsız suçlamalarla hedef haline getirildi.

Savcılık ve Bakanlık İşlemleri Hukuken Geçersizdir

Baro yönetimi, yapılan soruşturmanın bağımsız yargı ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. Savcılık, Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin beyanı alınmadan ve gerekli soruşturma izni talep edilmeden, 25.12.2024 tarihinde Adalet Bakanlığı’na gönderilen bir izin talebinin ardından onay almıştı. Bu durum, hem usul hem de esas bakımından Avukatlık Kanunu’na ve Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Dolayısıyla Savcılık ve Bakanlık tarafından yapılan işlemler, hukuken yok hükmündedir.

İstanbul Barosu yöneticileri, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ifade vermeyi reddettiklerini belirttiler. Her ne şart altında olursa olsun hukuka saygı gösterme kararlılığında olan İstanbul Barosu, baro tüzel kişiliğini hedef alan bu hukuksuz işlemlere karşı yargı yoluna gitmeyi zorunlu hissetmiş ve Adalet Bakanlığı’nın Avukatlık Kanunu’na, Bakanlık genelgesine ve Anayasa’ya aykırı olduğu ifade edilen ‘soruşturma izni’ işlemine karşı iptal davası açma gerekliliğini duyurmuştur.

Bu gelişmeler, Türkiye’deki hukuk sisteminin işleyişine dair önemli tartışmalara yol açmakta ve baroların bağımsızlığı, savunma hakkı ile kamuoyunun bilgilendirilmesi meseleleri üzerinde yeniden bir değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Kaynak: ANKA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu