İsrail hükümetinin oluşturduğu Nagel Komitesi, devletin askeri stratejisine yönelik önemli bir rapor yayınladı. Bu raporda, ‘İsrail’in Türkiye’yle savaşa hazırlıklı olması gerektiği’ vurgusu ön plana çıktı. Ayrıca, bu rapor, İsrail’in Türkiye’ye yönelik duyduğu endişeleri gün yüzüne çıkardı.
Nagel Komitesi’nin hazırladığı rapor, İsrail’in savunma bütçesi ve güvenlik stratejisi üzerindeki Türkiye faktörünü derinlemesine inceledi. Raporda, Türkiye’nin bölgedeki etkisi özellikle Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilendirilerek ‘yayılmacı bir güç’ olarak nitelendirildi. Bu durumun, İsrail ile Türkiye arasında gerilim yaratabileceği ve zamanla çatışmaya dönüşebileceği ifade edildi.
‘SURİYE’DEN GELEN TÜRKİYE TEHDİDİ’
Raporda dikkat çeken bir başka konuyu ise Suriye ile olan ilişkilendirme oluşturdu. Suriye geçici hükümeti ve HTŞ’ye bağlı grupların Türkiye ile iş birliği yaparak İsrail için potansiyel bir tehdit oluşturma ihtimali üzerinde duruldu. Nagel Komitesi, bu durumun, İsrail’in güvenliği açısından yeni ve güçlü bir tehdit haline gelebileceğine vurgu yaptı.
Ayrıca, raporda belirtilen ifadelerden biri, “Suriye’den gelen tehdit, İran tehdidinden bile daha tehlikeli bir hale dönüşebilir” oldu. Türkiye’nin desteklediği grupların bölgedeki istikrarsızlığı artırabilecek ‘vekâlet askerleri’ olarak hareket edebileceği bildirildi. Özellikle, Türkiye’nin Suriye’nin altyapısına yaptığı destek ve operasyonları, İsrail’in güvenliği açısından ciddi kaygılar oluşturuyor.
Rapordaki bilgilere göre, Suriye’de 300’den fazla hava saldırısı gerçekleştiren ve güneyde geniş alanlar işgal eden İsrail, Türkiye’nin bu tutumlarından büyük rahatsızlık duyuyor. Bu bağlamda, Nagel Komitesi’nin tespitleri dikkat çekici bir hal alıyor.
TÜRKİYE’YE KARŞI ÜRDÜN’ÜN İŞGALİ Mİ?
Nagel Komitesi, Prime Minister Binyamin Netanyahu, Defense Minister Yoav Gallant ve Finance Minister Bezalel Smotrich’a Türkiye’ye karşı askeri hazırlıklarla ilgili bir dizi teklif sundu. Bu teklifler arasında, İsrail’in hava savunma sistemlerinin, özellikle Demir Kubbe ve Davut Sapanı’nın güçlendirilmesi ön plana çıkıyor. Ayrıca, F-15 gibi yeni uçakların alınması ve daha fazla uçak yakıtı stoğu yapılması gibi maddeler de gündeme geldi.
Ancak raporda en dikkat çekici olan kısım, Ürdün ile olan detayları içeriyordu. ‘Stratejik cevaplar’ arasında Ürdün Vadisi boyunca tahkim edilmiş güvenlik bariyerlerinin inşa edilmesi gerektiği ifade edildi. Ürdün ile yaşanabilecek olası diplomatik krizlerin sonuçlarının ise önemli olmadığı belirtildi.
