İsrail, 2025 yılında, Suriye’deki devrik Baas rejiminden kalan noktaları hedef almayı sürdürüyor. Bu operasyonlar, İsrail’in bölgedeki güvenlik stratejilerinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Özellikle Suriye’nin iç savaş ortamında, yıkılan askeri altyapılar ve rejim kuvvetlerinin zayıflığı, İsrail’in hava saldırılarına maruz kalan noktaların daha kolay hedef alınmasına olanak sağlıyor.
Bu bağlamda, İsrail savaş uçakları, 2025 yılı itibarıyla Suriye’nin Humus ilinde yer alan T4 Askeri Havaalanı’na ve Tedmur ilçesindeki devrik rejimden kalma askeri tesislere hava saldırıları gerçekleştirmiştir. T4 Havaalanı, Suriye’nin en önemli askeri havalimanlarından biri olup, özellikle İran destekli milislerin kullanımı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, İsrail’in bu hava saldırıları, İran’ın Suriye üzerindeki askeri varlığını azaltmayı hedeflediği düşünülen bir operasyon olarak değerlendirilmektedir.
Gerçekleşen hava saldırısının ardından, olayla ilgili kesin bir can kaybı olup olmadığına dair bilgi edilememiştir. Suriye hükümeti tarafından saldırı hakkında henüz herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olması, kazaların ve etkilerin boyutları hakkında belirsizlik yaratmaktadır. Bu durum, bölgedeki bilgi akışının sınırlı olması ve Suriye’deki iç savaş koşulları nedeniyle sıkça rastlanan bir durumdur. Ayrıca, hava saldırısının hemen ardından Suriye rejimi oleynin gerçekte ne kadar hasar gördüğüne dair bilgi verememesi, askeri ve politik olarak da eleştiri konusu olmuştur.
Savunma uzmanları, yapılan saldırıların sadece fiziksel hedeflere yönelik olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir mesaj verme amacı taşıdığını belirtmektedir. İsrail, özellikle İran’ın Suriye’deki etki alanını daraltmak ve bölgedeki güvenlik dinamiklerini kendi lehine çevirmek üzere harekete geçmektedir. Bu çabalar, Suriye iç savaşının etkileri ve ülkedeki kaotik durumla birleşince, İsrail’in bölgesel hegemonyasını pekiştiren bir hamle olarak öne çıkıyor.
Öte yandan, bölgedeki yüzlerce bin insanın acı çektiği bu savaş ortamında, siyasi istikrarın sağlanamaması ve barış sürecinin ilerlememesi, insani krizin derinleşmesine yol açıyor. Halihazırda devam eden çatışmalar, Suriye topraklarındaki insani durumu etkileyen önemli unsurlardan biri. Bu durum, uluslararası toplumu ve insan hakları kuruluşlarını da müdahaleye iten bir faktör olmaktadır. Ancak, Suriye’nin iç meselesi olarak görülen bu çatışmanın çözümü oldukça karmaşık ve zorlu bir süreçtir.
Sonuç olarak, İsrail’in Suriye üzerindeki hava saldırıları, bölgedeki güvenlik dengelerini yeniden şekillendirmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki kırılgan dengeyi etkileyen faktörlerden biri haline gelmiştir ve ilerleyen süreçte daha fazla askeri ve siyasi gelişmelere yol açması muhtemeldir.
