Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Türkiye’nin İletişim Başkanlığı’nın harcamaları hakkında önemli bir değerlendirme yaptı. Bulut, Idare’nin günlük harcamalarının dikkat çekici bir şekilde yüksek olduğunu belirtirken, “Saraya özenen, itibardan tasarruf etmeyen İletişim Başkanlığı, 10 ayda her gün ortalama 14 milyon 480 bin 746 lira harcarken, saat başı harcaması 603 bin 364 lira oldu. Yoksa bu, 36 asgari ücretlinin maaşını bir saatte harcadıkları anlamına geliyor,” dedi.
Burhanettin Bulut’un açıklamalarına göre, İletişim Başkanlığı yalnızca Eylül ayında 274 milyon 591 bin lira harcarken, Ekim ayında bu harcama iki katına çıkarak 574 milyon 687 bin lira oldu. Yılın ilk 10 ayında ise toplam harcama 4 milyar 344 milyon 224 bin liraya ulaşmış durumda. Bu miktar, başkanlığın yıllık bütçe ödeneği olan 4 milyar 126 milyon 595 bin lirayı da aşmış durumda. Bulut, “Bu veriler, saraya özenen bu kurumu tasarruf tedbirleri uygulamaktan uzaklaştırıyor ve neredeyse her gün büyük miktarda para harcıyor,” ifadelerini kullandı.
‘Tasarruf tedbirleri sadece vatandaşa mı var?’
Bunun yanı sıra Bulut, hükümetin ve İletişim Başkanlığı’nın harcamalarını eleştirirken, “Vatandaş zor bir ekonomik sıradan geçerken, düzenli ödemelerini yapamazken, mutfak masraflarını karşılama noktasında dahi zorlanırken, saraya bağlı idarelerin milletin vergilerini hesapsızca harcaması asla kabul edilemez,” dedi. “Safsata içinde olan tasarruf tedbirleri yalnızca vatandaş için mi geçerli?” diyerek, hükümetin bu tutumunu eleştirdi.
Ona göre, hükümet, emekçilere ve dar gelirli vatandaşlara asgari ücrete bir yıldır zam yapmamakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal yardımlara muhtaç duruma düşürüyor. Bulut, “Kemer sıkma söylemleriyle vatandaşı baskı altında tutanlar, aynı zamanda kendi harcamalarını hesapsızca ödünç vererek büyük bir çelişki içinde kalarak yasa dışı bir durum yaratıyor,” dedi.
Bulut’un değerlendirmeleri, İletişim Başkanlığı’nın geçerliliğini sorgularken, aynı zamanda trol hesapların ve kirli propagandaların varlığını da açığa çıkartıyor. Bu bağlamda, İletişim Başkanlığı’nın görev ve sorumluluklarının sorgulanması gerektiğini vurguladı ve bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Bulut’un açıklamaları, Türkiye’de ekonomik ve idari yönetimle ilgili rahatsız edici bir tablo çiziyor. Kamu kurumlarının harcamaları ve bu harcamaların nerelere gittiği hususunda daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talep ediliyor. Bütün bu gelişmeler ışığında, Türkiye’deki sosyal adalet arayışının ve ekonomik denetim ihtiyaçlarının önemi bir kez daha ortaya konmuş oluyor.
Kaynak: ANKA
