İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Meclis Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği konuşmada, ülkesinin savunma harcamalarını Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’daki (GSYİH) payının yüzde 1,28‘den yüzde 2‘ye çıkarılması yönündeki vaatlerini yerine getireceklerini belirtti. Sanchez, küresel koşulların son dönemlerde köklü bir değişim gösterdiğine dikkat çekerek, “Rus emperyalizmi ve ABD’deki değişiklikler, Avrupa’yı ileri adımlar atmaya ve cesur olmaya zorluyor. Bu nedenle Avrupa’nın askeri harcamalarını artırması gerekiyor” şeklinde ifadeler kullandı.
Sanchez, Avrupa Birliği’nin (AB) savunma harcamalarını artırma konusunda nasıl yatırımlar yapılacağı ve bu yatırımların finansmanı ile ilgili hala belirsizlikler bulunduğunu da vurguladı. “Asıl önemli olan, iyi ve ortak yatırımlar yapmamızdır. Ayrıca, benzersiz finansman araçlarına sahip bir ortak güvenlik politikası geliştirmeliyiz. Bir Avrupa ordusu da kurmalıyız. Ancak bu şekilde gerçek bir birlik oluşturabilir ve bölgemizde kalıcı barışı güvence altına alabiliriz” dedi.
Sanchez’in vurgu yaptığı konular, Avrupa’nın savunma politikalarının neden bu kadar önemli hale geldiğinin arka planını da ele alıyor. Özellikle son yıllarda artan jeopolitik gerilimler, Asya-Pasifik bölgesinde yaşanan gerginlikler, Rusya’nın agresif politikaları ve ABD’nin dış politika yaklaşımındaki değişimler, Avrupa ülkelerinin savunma alanında kendi stratejilerini gözden geçirmesine neden oldu. Bu tür gelişmeler, Avrupa’nın bağımsız bir savunma politikası oluşturmasının ve kolektif güvenliğini sağlamanın gerekliliğini ortaya koyuyor.
Bu bağlamda, savunma harcamalarını artırmak ve ortak bir güvenlik yapısı kurmak, Avrupa için sadece askeri bir zorunluluk değil, aynı zamanda siyasi bir gereklilik haline gelmiştir. Sanchez’in ifadesiyle, “Eğer birlik olamazsak, kendi içimizdeki tehditlerle başa çıkmakta zorlanacağız.” Bu nedenle, Avrupa Birliği içinde koordineli bir savunma mekanizmasının geliştirilmesi, üye devletlerin güvenliğini artırmanın yanı sıra, uluslararası arenada Avrupa’nın etkinliğini de artırma potansiyeline sahiptir.
Bunların yanı sıra, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği konusunda da önemli tartışmalar sürmektedir. Bir Avrupa ordusunun kurulması, ortak askeri stratejilerin geliştirilmesi ve bireysel ülkelerin kendi savunma bütçelerini artırma kararları, Avrupa’nın güvenliği için kritik öneme sahiptir. Ancak, bu süreçler birçok zorluk ve tartışma ile karşılaşabilir. Ülkelerin kendi savunma ihtiyaçlarını karşılarken, aynı zamanda genel Avrupa güvenliğini ihlal etmemek için nasıl bir denge kuracakları da merak edilen bir başka konudur.
Sonuç olarak, Sanchez’in konuşması, Avrupa’nın savunma politikasında atılması gereken adımları ve bunun önemini açıkça ortaya koymaktadır. Avrupa’nın savunma giderlerini artırmanın, savunma birliğini sağlamanın ve ortak güvenlik stratejileri geliştirmesinin gerekliliği, önümüzdeki yıllarda belirsizlikler içinde ilerleyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.
