İsmail Saymaz’a Yurt Dışı Çıkış Yasağı Geldi!

Gazeteci İsmail Saymaz, tatil için havaalanında bulunurken, hakkında yurt dışı çıkış yasağı kararı verildiğini öğrendi. Bu durum, Saymaz’ın ailesiyle yaptığı tatil planlarını ciddi şekilde etkiledi. Ayrıca, Saymaz’ın pasaportuna da el konması, sürecin ne denli ciddi olduğunu gözler önüne serdi.
Saymaz, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, son dönemlerde silahlı olan itibar suikastlarına bir yenisinin eklendiğini vurguladı. Eşi, çocuğu ve arkadaşlarıyla birlikte haftasonu için tatile yola çıkacakken, hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını öğrenmenin kendisini derinden sarstığını belirtti. “Kaçacak olsaydım,” dedi, “Son 1,5 ayda Avrupa’ya beş kez çıkıp bir daha geri dönmezdim.” Bu durum, Saymaz’ın Türk adaletine olan güveninin yanı sıra, insan hakları açısından da kaygı verici bir tablo çizdi. Saymaz, 7 Mart 2025’te Almanya’ya giderken, hakkında yürütülen soruşturmaların farkında olduğunu, fakat 12 Mart 2025’te geri dönmek zorunda kaldığını ifade etti.
Saymaz, karşılaştığı durumun hukuksuz olduğunu düşünürken, savcılık tarafından çağrıldığında her seferinde ifadeye gidip gittiğini vurguladı. Son olarak, geçen perşembe günü Bakırköy Adliyesi’nde üç farklı soruşturmadan ötürü bulunmak zorunda kaldığını açıkladı. Saymaz, yaşanan bu durumu sadece gazetecilik yaptığı için kendisine yöneltilen bir baskı ve gözdağı olarak gördüğünü belirtti. Kendisine yönelen eleştiriler ve baskılar nedeniyle ani yargısal kararların alındığı izlenimini taşıdığı da dikkat çekti.
Haftalardır süren itibar suikastlarına bir de hukuksuzluk eklendi.
Eşim, çocuğum ve arkadaşlarımla haftasonu tatili için yola çıkmışken, hakkımda yurt dışına çıkış yasağı konduğunu öğrendim. Pasaportuma el kondu.
Kaçacak olsaydım…
Son 1.5 ayda beş kez yurtdışına çıkıp dönmezdim.…— İsmail Saymaz (@ismailsaymaz) March 15, 2025
Saymaz’ın yaşadığı bu olay, özgür basın ve ifade özgürlüğü konularındaki kaygıları yeniden gündeme taşıdı. Son yıllarda birçok gazetecinin benzer durumlarla karşılaştığı ve çeşitli baskılara maruz kaldığı bir ortamda, Saymaz’ın açıklamaları bu konudaki hak ihlallerinin ne denli yaygın olduğuna dair somut bir örnek oluşturdu. Olay, Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunda artan endişelerin yanı sıra, gazetecilik mesleğinin karşı karşıya kaldığı tehditleri de gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, İsmail Saymaz’ın yaşadığı bu hukuksuz durum, sadece kişisel bir meseleden öte, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve insan hakları sorunlarının bir yansıması niteliği taşımaktadır. Medya mensuplarının bağımsız bir şekilde görevlerini yapabilmeleri için gerekli olan koşulların sağlanması konusunda acil ve etkili adımlar atılması gerektiği aşikardır. Saymaz’ın durumu, yalnızca kendi değil, tüm gazeteciler için önemli bir dönüm noktası olma potansiyeline sahiptir.