Avrupa’da futbol krizi, bu kez Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’ndeki Twente maçı etrafında şekillenmeye devam ediyor. Fenerbahçe taraftarları, UEFA ve Hollanda polisi tarafından yaşatılan sıkıntılarla karşı karşıya kalırken, Beşiktaş taraftarı ‘Çarşı’ grubu, Twente ile oynanacak olan Perşembe günkü maçta benzer bir muameleye maruz kalıyor.
Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’ndeki Twente takımıyla yapacağı karşılaşma için ayrılan 1500 kişilik deplasman tribününden sadece 600 biletin Beşiktaş taraftarına tahsis edilmesi dikkat çekiyor. Ayrıca, Beşiktaş taraftarlarının stadyumdan 80 kilometre uzakta tutulması da başka bir skandal olarak öne çıkıyor. Bu durum, Hollanda polisi tarafından, farklı şehirlerden gelecek Türk taraftarların girişini önlemek amacıyla yapılan yoğun kontrollerle birlikte kendini gösteriyor.
İSMİN TÜRKSE BİLET YOK
Maç için bilet satın alacak olan taraftarlar için getirilen kimlik şartı, olayın daha da ciddiyet kazanmasına neden oldu. Türk isimli kişilere bilet satılmayacağı ve stada girişte kimlik kontrolü yapılacağı öğrenildi. Böylece, Türk taraftarların Hollandalı arkadaşlarından bilet almasının önüne geçilmeye çalışıldığı ifade ediliyor. Bu durum, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı Berlin’i son derece öfkelendirdi.
‘BİZ BUNU HAK ETMİYORUZ’
Çarşı Berlin’den yapılan açıklamada, UEFA ve ilgili takım yönetimlerinin geçmiş maçlarda Beşiktaş taraftarını stadyumdan uzak tutma çabalarının devam ettiğine dikkat çekildi. “Maccabi ve Lyon maçlarında Beşiktaş’ı seyircisinden uzak tutan UEFA, Perşembe günü gerçekleşecek Twente maçı için benzer bir strateji izliyor” ifadesi kullanıldı. Açıklamada ayrıca, Beşiktaş taraftarının otobüslerle 80 kilometre uzakta bekletilmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı.
“Beşiktaş taraftarı böyle bir muameleyi hak etmemektedir. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışan bu anlayışı kabul etmiyoruz” diyen Çarşı Berlin, Twente deplasmanında yer almayacaklarını ve herhangi bir organizasyon yapmayacaklarını duyurdu. Bunun yanı sıra, diğer taraftar gruplarından Avrupa Kartalları ve Beşiktaş Antipati Grubu da benzer bir tavır sergileyerek Perşembe günü gerçekleştirilecek maça katılmayacaklarını açıkladı. Bu durum, Avrupa futbolunda taraftarların yaşadığı haksızlıklara karşı bir duruş olarak yorumlanıyor.
Sonuç olarak, futbolun birleştirici gücünün yerini ayrımcı uygulamaların aldığı bir dönemde, taraftarlar ve kulüpler bu tür engellemeleri protesto etme yolunu seçiyor. UEFA ve yerel yönetimlerin bu tür haksız uygulamaları göz önüne alındığında, futbolun ruhuna aykırı bir şekilde ilerleyen bu süreçte, tüm tarafların bir an önce makul çözümler geliştirmesi gerektiği açık bir şekilde görülüyor.
