Güney Kore’de doğum oranları geçen yıl ve bu yıl arasında dikkat çekici bir artış göstermiştir. 2022 yılının Ekim ayında, ülke genelinde toplam 18 bin 878 bebek dünyaya gelirken, 2023 yılının aynı ayında bu rakam 21 bin 398’e ulaşmıştır. Bu durum, Güney Kore İstatistik Kurumu tarafından yapılan istatistiklere göre, Ekim 2023 itibarıyla yenidoğan sayısının yüzde 13,4 oranında artış göstermesi anlamına gelmektedir.
Bu artış, son 14 yılın en yüksek Ekim ayı doğum oranı olarak kaydedilmiştir. Daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında, bu istatistik önemli bir gelişmeyi göstermektedir. Özellikle Kasım 2010’da yenidoğan sayısında yüzde 17,5’lik bir artış yaşanmış olması, bu yılki artışı daha da anlamlı kılmaktadır. İstatistikler, doğum oranlarının belirli bir dönemde ne denli dalgalanabileceğini, toplumsal faktörlerin ve ekonomik durumun bu değişiklikteki rolünü vurgulamaktadır.
Güney Kore’de son yıllarda yaşanan bu artış, ülkede aile yapısı, sosyal hizmetler ve devlet politikaları üzerinde etkili olabilecek önemli bir faktördür. Ebeveynler, çocuk sahibi olma kararlarını genellikle ekonomik koşullar, iş gücü piyasası ve eğitim maliyetleri gibi değişkenlere dayanarak almaktadır. Bu nedenle doğum oranlarındaki artış, yaşanan ekonomik iyileşmelerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Son zamanlarda ülke genelinde, genç çiftlere yönelik çeşitli teşvikler ve destek programları geliştirilmiş durumda. Ayrıca, iş yerlerinde çocuk sahibi olmanın teşvik edilmesi, bakım hizmetlerinin artırılması ve ebeveynlik izinlerinin yaygınlaşması gibi yenilikler de bu durumu destekleyen unsurlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla, doğum oranlarındaki bu artış, toplumun genel istikrarı ve gelecekteki nesillerin sağlıklı bir ortamda yetiştirilmesi açısından da oldukça önemlidir.
Güney Kore’nin doğum oranlarındaki artış, yaşlı nüfus oranının artması ve iş gücü ihtiyacının sürekli olarak değişmesi ile birleştiğinde, ülke ekonomisi ve toplumu üzerinde büyük etkilere yol açabilir. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede gidişatını dikkate alarak, toplumdaki demografik değişimlerin desteklenmesi gerektiği görüşündedirler. Bu bağlamda, çocuk sahibi olmanın teşvik edilmesi sadece doğum oranlarını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumun genel refah seviyesinin yükselmesine de katkıda bulunacaktır.
