Diyarbakır’da, Narin Güran’ın hayatını kaybettiği davanın ilk duruşması, 2024 yılı itibarıyla bugün gerçekleştirilmektedir. Duruşmanın yapılacağı adliyeye, kadın hakları savunucusu örgütler, avukatlar ve gazeteciler katılım sağlamak üzere gelmiştir. Ancak, duruşma salonuna alınan kişi sayısı kısıtlı kalmış ve birçok kişi içeride yer bulamamıştır. Bu durum, davanın takipçileri ve hukuk camiasında rahatsızlık yaratmıştır.
Duruşma sırasında adliyede bulunan sanatçı Gülben Ergen’in duruşma salonuna girmesine izin verilmesi ise dikkatleri üzerine çekmiştir. Gülben Ergen içerideyken, dışarıda kalan avukatlar sosyal medya üzerinden duruma sitemde bulunmuş ve “Gülben Ergen içeride, biz avukatlar dışarıda” diye serzenişte bulunmuşlardır. Bu durum, hukukun eşitliği ve adaletin sağlanması adına önemli bir tartışmaya yol açmıştır.
Adliyede dışarıda toplanan kalabalık, “Gülben dışarı” sloganları atarak, sanatçının duruşma salonunda bulunmasının adalet açısından ne denli sorunlu olduğunu vurgulamışlardır. Bu olay, sosyal medyada büyük yankı bulmuş, birçok kişi adaletin nasıl çiğnendiği hakkında görüşlerini paylaşarak bu durumu eleştirmiştir. Narin Güran’ın davasının önemi vurgulanarak, toplumda adalet arayışının ne denli kritik olduğu bu atmosferde bir kez daha ortaya konmuştur.
Narin Güran’ın ölümüne sebep olan olayın halihazırdaki durumu ve yaşananlar, hem toplumsal hem de hukuki bir tartışma ortamı yaratmaktadır. Kadın cinayetleri ve şiddet olayları üzerine giderek artan duyarlılığın olduğu bu günlerde, duruşmanın daha fazla katılıma ve eşitliğe yer vermemesi durumunu, birçok kişi endişeyle takip etmektedir.
Sonuç olarak, Diyarbakır’daki bu duruşma, sadece bir mahkeme süreci olmanın ötesinde, kadın hakları, adalet ve eşitlik konularında sorgulamaları da beraberinde getiren bir olay olarak öne çıkmaktadır. Ülke genelinde kadın cinayetleri ile ilgili yürütülen mücadelede böyle durumların oluşması, toplumsal baskının ne denli yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Duruşmanın devamı, bu konulardaki toplumsal duyarlılığı artırabilecek yegâne faktörlerden biri olarak değerlendirilmektedir.
