İmamoğlu’nun Tutuklanması Ekonomiyi Vuracak!

“`html
Ülkenin refahını göz ardı ederek kişisel hırslara dayalı kararlar almayı tercih eden iktidar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nu tutuklayarak 85 milyonluk nüfusu yoksullaştırma ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya bırakacak. Ekonomistler, belirsizlik ortamının vatandaşlar arasında dövize olan talebi artıracağını, bunun neticesinde büyümenin duracağını, işsizliğin tırmanacağını ve enflasyonun daha da yükselebileceğini ifade ediyorlar.
Gazeteciler, akademisyenler ve iş dünyası gibi birçok kesim, iktidarın yeni hedefinin İmamoğlu olmasıyla birlikte ekonomik durumu ve yatırım tercihlerini yeniden gözden geçirmeye başladı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatih Özatay, Yetkin Report’taki yazısında, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ekonomik açıdan getireceği daha büyük zorlukları vurgulayarak, siyasi krizin derinleşmesinin yaratabileceği olumsuz etkileri şu şekilde özetledi:
PROGRAM BİTER
Özatay, “Yerleşiklerin döviz talebinin giderek artması ve dolayısıyla kur ve faizin sıçraması beklenir; bu durum, enflasyonun yükselmesine yol açar. Döviz cinsinden borcu yüksek olan şirketlerin bilançoları bozulacak, büyüme duracak ve işsizlik yükselebilir. O zaman, ekonomi programının daha önce kısaldığına değindiğim raf ömrü tamamen sonlanır,” diye belirtti.
Belirsizliğin Türkiye ekonomisi için olumsuz bir durum olduğunu dile getiren Özatay, “Son dokuz-on yıl içerisinde yaşananlardan daha büyük zorluklarla karşılaşacağız,” yorumunu yaptı. İmamoğlu’na yönelik operasyonun faizler üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Özatay, “TCMB, gözaltı kararından önce düşmesi beklenen piyasa faizini, zorunlu önlemlerle yükseltmek zorunda kaldı. Türkiye’nin risk primi 250 baz puandan 328’e yükseldi. Başka bir deyişle, yurtdışından döviz cinsinden borçlanma maliyetimiz artmış durumda,” ifadesini kullandı.
Rezerv bir ayda tükenir
Ekonomist Prof. Dr. Hakkı Öztürk, siyasi krizlerin çözümünün yalnızca para politikası ile mümkün olamayacağını belirterek, bir yılda biriktirilen rezervlerin bir ayda tükeneceği uyarısında bulundu. Öztürk, “TCMB’nın, piyasaların ateşini söndürmede doğru kararları almakta zorlanıyor. Bir yılda biriktirilen rezerv, bir ayda tükenebilir. Ancak elbette, siyasi krizlerin çözümü yalnızca para politikasıyla sağlanamaz. Eğer TCMB rezervlerini tüketmek istemiyorsa, dolaylı yollar olmadan (üst bant-geç likidite gibi) direk faizi artırmak zorunda kalabilir,” dedi. TL mevduatta stopaj indirimi gibi önerilerde de bulundu.
Döviz satışı, 2018’deki Brunson krizini geçti
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik gerçekleştirilen operasyonun kamuya maliyeti, 2018 yazında yaşanan Rahip Brunson krizi döneminden bile daha fazla. Ekonomist Fatih Özatay, 2018 ve 2025 yıllarını karşılaştırarak, “2018’de gösterge faizdeki yükseliş, mevcut dönemden biraz daha az. Ancak döviz rezervi kaybı, bugünkü duruma kıyasla çok daha sınırlıydı: 8.1 milyar dolar,” değerlendirmesinde bulundu.