İstanbul Üniversitesi, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının, “yokluk ve açık hata” gerekçeleriyle geri alınarak iptal edilmesine karar verdi. Bu gelişme, siyasi ve hukuki tartışmalara yol açtı.
DEM Parti sosyal medya hesabından yapılan resmi açıklamada, bu kararın hukuk ve akademi dünyasına büyük bir kara leke olduğu belirtildi. Açıklamada, “İstanbul Üniversitesi’nin sayın Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi kararı açık bir hak ve hukuk gaspıdır. Hukuki dayanaktan yoksun olan bu karar, yeni bir hukuksuzluk dalgasının işaretidir” ifadeleri kullanıldı. Parti, üniversitenin böyle bir karara alet edilmesini eleştirerek, siyasetin akademi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi kararına sert tepki gösterdi. Bakırhan, “Yargı kıskacı altında demokratik hakların gasp edilmesi kabul edilemez. Halkın iradesine ve siyasi rekabete set çekmeye yönelik bu girişimler, demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir. Çağrımız, demokrasiyi hedef alan bu tür müdahalelerin derhal son bulmasıdır” diyerek, bu durumu hukuki değil, siyasi bir karar olarak nitelendirdi. Ayrıca, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmeye çalışılmasının da hukuki olmaktan çok, siyasi hesapların bir sonucu olduğunu vurguladı.
Bunun yanı sıra, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da sosyal medya üzerinden benzer bir açıklama yaptı. Hatimoğulları, “İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının mevzuat bahane edilerek iptal edilmesi demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir” dedi. Bu tür kararların toplumun vicdanında uzun süre mahkum kalacağını belirten Hatimoğulları, siyasetin hukuku askıya alarak sorunları derinleştirmemesi gerektiğini ifade etti. “Bu tür idari ve yargı kararları, ortak yaşam inancına ciddi şekilde zarar vermektedir,” diye ekledi.
DEM Parti’nin açıklamaları, yalnızca İstanbul Üniversitesi’yle sınırlı kalmayıp, genel anlamda Türkiye’nin hukuk sistemi üzerindeki etkilerini de sorguladı. Partinin yapmış olduğu bu eleştiriler, siyasi rekabetin nasıl bir araç olarak kullanıldığını ve demokrasinin nasıl zedelendiğini gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali kararı, yalnızca bireysel bir durum olarak değil, aynı zamanda Türk demokrasisi üzerindeki kavramların derinlemesine sorgulanmasına sebep oldu. Siyasi baskıların ve hak ihlallerinin arttığı bir dönemde, bu tür kararların toplum üzerindeki etkileri ve sonuçları, gelecekte daha fazla tartışma konusu olacaktır.