Yemek eleştirmeni ve sosyolog Vedat Milor, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökçe ile birlikte geçtiğimiz günlerde Üsküdar‘da bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kent Lokantası’na gitmişti. Bu ziyareti sonrasında yaşanan bazı spekülasyonlar, Milor’un açıklama yapmasına sebep oldu.
Milor, Kent Lokantası’na yaptığı ziyaretten dolayı kendisine ödeme yapıldığına dair iddialar hakkında bir açıklama yaparak, bu ziyaretin tamamen kendi inisiyatifiyle gerçekleştiğini duyurdu. Milor, ziyareti teklif eden kişinin kendisi olduğunu ve bu gezinin amacının gastronomik ve sosyolojik bir bakış açısıyla bu hizmetin değerlendirildiğini belirtti. Ayrıca, 40 TL’ye dört çeşit yemek sunan bir lokantanın lezzet açısından yanı sıra toplumsal etkisini de göz önünde bulundurarak değerlendirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Yemek eleştirmeni, açıklamasında “Ziyaretim tamamen kendi inisiyatifimle gerçekleşti ve Buğra Bey’e birlikte gitmeyi ben teklif ettim” diyerek, sıcak yemeklerin yanı sıra sosyal bağlamda bu tür hizmetlerin önemine vurgu yaptı. Kent Lokantası’nın şehre dair önemli bir gastronomik deneyim sunduğunu belirtti ve bu tür asılsız iddialar karşısında hukuki süreç başlatacağını da sözlerine ekledi.
Kent Lokantası ziyaretim tamamen kendi inisiyatifimle gerçekleşti ve Buğra Bey’e birlikte gitmeyi ben teklif ettim. Amacım, hem bir yemek eleştirmeni hem de bir sosyolog olarak bu hizmeti gastronomik ve sosyolojik açıdan değerlendirmekti. 40 TL’ye dört çeşit yemek sunan bir…
— Vedat Milor (@vedatmilor) January 6, 2025
Milor’un açıklamaları, bu tür mekânların gastronomik deneyimlerinden öte, toplum üzerindeki etkilerini anlamak adına önemli bir araştırma niteliği taşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Kent Lokantası gibi yerler, uygun fiyatlarıyla toplumun farklı kesimlerine ulaşma hedefi güderken, aynı zamanda yemek kültürümüzü de zenginleştiriyor. Bu tür yerlerde sunulan yemek çeşitliliği, sadece damak tadı açısından değil, aynı zamanda sosyal bağlamda etkileşim sahası oluşturması açısından da önem arz ediyor.
Özetle, Vedat Milor’un bu ziyareti ve sonrasında yaşanan iddialar, gastronomi alanındaki eleştirilerin yalnızca yemeklerin tadına odaklanmadığını, aynı zamanda bu hizmetlerin toplumsal etkilerini de göz önünde bulundurması gerektiğini vurgulayan bir konuya dönüşmüş durumda. Milor’un Kent Lokantası’na olan ilgisi, bu tür sosyal sorunlara duyarlılığı artırarak, yemek kültürü üzerine yapılacak araştırmaları teşvik edebilir. Ziyaretinin ardından yaşanan tartışmalar, yemek eleştirisinin çok yönlü bir değerlendirme sağladığını ve sağlam bir toplumsal anlatının parçası olduğunu gözler önüne seriyor.
