İsrail ordusu, 2024 yılının Kasım ayında, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un şehir merkezindeki el-Basta bölgesini hedef alarak hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırı sonucunda bir bina tamamen yıkılırken, Lübnan yetkilileri bölgede arama kurtarma çalışmalarına hemen başladı. Ancak, hava saldırısında ölen ya da yaralananlara dair henüz resmi bir bilgi paylaşılmadığı belirtiliyor.
Lübnan’ın resmi haber ajansı NNA tarafından bildirilen bilgilere göre, İsrail savaş uçakları, Beyrut’un el-Basta bölgesine yönelik bir dizi hava saldırısı gerçekleştirdi. Saldırının etkileri oldukça büyük oldu ve bölgedeki halk arasında büyük bir panik yaşandı.
8 Katlı Bina Yerle Bir Oldu
Savaş uçaklarının el-Memun Sokağı’ndaki 8 katlı bir bina üzerinde gerçekleştirdiği saldırıda, bina tamamen yerle bir oldu. Bu durum, bölgede yaşayanlar için büyük bir şok etkisi yarattı. Saldırı sırasında arka arkaya gelen çok güçlü patlama seslerinin tüm Beyrut’tan duyulduğu, bölgedeki Anadolu Ajansı muhabiri tarafından aktarıldı. Patlamaların şiddeti, çevrede bulunan pek çok kişinin endişelenmesine neden oldu.
Yetkililer, saldırıda ölen ve yaralananların sayısına dair henüz herhangi bir açıklama yapmadı. Bu durum, halk arasında, özellikle saldırının meydana geldiği bölgedeki aileler arasında büyük bir kaygı yaratmış durumda. Saldırıdan sonra bölgeye giden sağlık ekipleri ve kurtarma çalışmaları, olası kayıpların belirlenmesi ve yardım yapılabilmesi için sürdürülüyor.
Bölgedeki güvensizlik hissi ve artan gerilimin, yerel halk üzerinde yarattığı olumsuz etkiler oldukça belirgin. Öte yandan, Beyrut’un merkezine yapılan bu tür saldırıların, uluslararası arenada nasıl yankı bulacağı da merak ediliyor. Olayın uluslararası politika üzerindeki etkileri ve ikili ilişkilerde yaratabileceği gerilim, önümüzdeki günlerde daha fazla tartışılacağa benziyor.
İsrail ve Lübnan arasındaki uzun süredir devam eden çatışmaların, bu tür saldırılarla yeniden alevlenmesi olası. Bu bağlamda, Beyrut’taki saldırının sonuçları ve gelecekteki olası gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Sivil halkın yaşam alanlarının hedef alınması, uluslararası toplumdan eleştiriler getirebilir ve iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olabilir.
