Dünya

HTŞ’nin Hama Zaferi Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?

Son dönemde yaşanan askeri gelişmeler, Suriye’deki iç savaşın seyrini değiştirecek nitelikte. Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) güçleri, stratejik öneme sahip olan Hama şehrini ele geçirdi. Bu durum, Suriye devletinin ordusunun Humus şehrine doğru geri çekilmesiyle sonuçlandı ve Rusya ile Çin gibi destekçilerinin rejim ordusuna olan güvenini sarsmış durumda. Hama’ya göre çok daha zayıf olan Humus, HTŞ için önemli bir hedef haline gelmişken, akıllarda dolaşan bir soru var: HTŞ Şam’ı alırsa, bu durum Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

SINIRDA İŞİD UZANTISI

Türkiye, HTŞ’yi resmi olarak bir terör örgütü olarak nitelendiriyor. HTŞ, köklerini İslam Devleti (İŞİD) ile paylaşan radikal İslamcı bir grup olarak biliniyor. İŞİD ile birlikte olan El Nusra Cephesi, İŞİD’den ayrıldıktan sonra HTŞ adını almıştı. Dolayısıyla, Suriye’nin HTŞ kontrolü altına girmesi Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturacak ve Türkiye’nin sınır komşusu olarak bir terörist hükümet ile yüzleşmek zorunda kalacaktır. Böyle bir durum Türkiye’nin ulusal güvenliğini ne denli tehlikeye atacak sorusu kafa karıştırıcıdır.

TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’a göre, Türkiye böyle bir HTŞ hükümetine razı olmak zorunda kalabilir. Yavuz, sınırın korunması ve mülteci akımının durması için Suriye ordusunun Türkiye ordusuyla işbirliği yaparak sınırı koruması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, mülteci akımının artmasının önüne geçilemeyeceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye’deki yaklaşık 2 milyon Suriyelinin HTŞ’nin etkisiyle demografik bir değişime uğrayabileceği ve bu durumun Türkiye Cumhuriyeti için bir tehdit olabileceği üzerinde duruyor.

HAMA TAARRUZUNDA SMO’NUN YERİ

Suriye Milli Ordusu (SMO), Hama taarruzunda HTŞ’ye destek vermişti. Taarruz, HTŞ güçlerinin bölgeye intikal etmesinden yaklaşık 20 dakika sonra başlamıştı. Türkiye’den askeri, lojistik, altyapı ve hava desteği alan SMO, Hama’nın alınmasında önemli bir rol oynamıştı. Ancak HTŞ ile SMO güçleri, Suriye’deki çatışmalar sırasında birbirleriyle de çatışmışlardı. Bu iki grubun arasındaki ilişkiler karmaşık bir doğaya sahip; her ne kadar Suriye rejimine karşı birliktelik gösteriyor olsalar da dost olarak nitelendirmek zor. Bir HTŞ hükümetinin, SMO’yu bölgeden çıkartmaya çalışması ise Suriye’nin doğusunda yer alan YPG/PKK mevzilerinin boş kalmasına ve HTŞ ile Türkiye’nin karşı karşıya gelebilmesine neden olabilir.

PEKİ YA YPG?

SMO’nun başlattığı ‘Özgürlüğün Şafağı’ harekatı sırasında, muhalif güçler YPG/PKK’nin uzantısı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile de çatıştı. Bu harekat sonucunda, SMO’nun liderliğinde SDG milisleri Tel Rıfat’tan çıkarıldı ve taarruz Minbic cephesinde hâlâ sürüyor. HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesi durumunda, savaşabilecekleri en büyük grup SDG güçleri olacaktır. HTŞ daha önce de YPG ile çatışmalara girmiştir; HTŞ lideri Muhammed el Colani, YPG’yi “PKK’nın yeni ismi” olarak tanımlamış ve ABD’nin Suriye’den çekilmesinin ardından YPG’nin de demoralize olacağını öngörmüştür. Colani, bu çerçevede Taliban’ın yönetimindeki Afganistan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu