Gündem

Halk TV’ye Bilirkişi Soruşturması: Gelişmeler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bir basın toplantısı düzenleyerek, bazı kamu davalarında görevli bilirkişilerin isimlerinin açıklanmasının ve hedef gösterilmesinin yargı görevini etkilemeye teşebbüs etme anlamına geldiğine dikkat çekti. Bu nedenle, Başsavcılık tarafından resen soruşturma başlatıldığı duyuruldu.

Yapılan açıklamaya göre, medyada aynı yönde söylemlerde bulunanlar için de gerekli tespitlerin yapılması amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verildi. Bu, kamuoyunun ve özellikle yargı organlarının özerkliğine karşı bir tehdit olarak değerlendirildi.

Konuyla ilgili olarak, Halk TV üzerinde yapılan bir telefon görüşmesinin izinsiz olarak kaydedilip yayınlandığı, ve bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklandığı ifade edildi. Bu durumu gerekçe göstererek, Barış Pehlivan ve Halk TV’nin ilgili sunucuları hakkında “Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs” suçlarından soruşturma açıldı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, bu sebepten ötürü Halk TV hakkında inceleme başlattıklarını açıkladı. Şahin, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasına konu olan ‘Bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini izinsiz olarak kayda alıp yayınlaması’ ve bilirkişinin isminin hedef gösterilerek yargılamanın seyrini etkileme durumuna yönelik yayınlar nedeniyle inceleme sürecinin başlatıldığını belirtti. Şahin, bu incelemelerin ardından uzmanlar tarafından hazırlanacak raporun RTÜK toplantısında değerlendirileceğini ifade etti.

Bu olay, yargının bağımsızlığına ve medyanın etik kurallarına dair önemli tartışmalara yol açtı. Toplumda, medyanın tarafsızlık ilkesine bağlı kalması ve yargı süreçlerini etkilememesi gerektiği yönünde güçlü bir görüş oluştu. Özellikle sosyal medya kullanıcıları ve hukukçular, bahsi geçen durumun yargının adaletini tehlikeye atabileceğine ve medya haberlerinin insani değerlere saygı çerçevesinde yapılması gerektiğine vurgu yaptı.

Halk TV gibi bazı medya kuruluşlarının, yargı süreçlerine müdahale etme potansiyeli taşıyan bu tür davranışlarının, ağır sonuçlar doğurabileceği uyarısı yapıldı. Yargıya yapılan bu tür müdahalelere karşı sert bir tavır sergilenmesi gerektiği ifade edildi. Genel olarak bu olay, hem medyanın rolü hem de yargının bağımsızlığı açısından dikkat çekici bir dönemecin başlangıcı olarak değerlendirilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu