2018 yılında NASA tarafından başlatılan “Güneş’e Dokun” görevine dahil olan Parker Güneş Sondası, yalnızca 3 metre uzunluğunda olmasına rağmen sahip olduğu teknolojik özellikler ve sağladığı verilerle büyük bir başarı elde etmiştir. Bu sonda, saatte 692.017 kilometre gibi muazzam bir hıza ulaşarak insan yapımı en hızlı nesne unvanını kazanmıştır. Bu büyüleyici hız, New York’tan Tokyo’ya yalnızca bir dakikadan kısa sürede ulaşmak anlamına gelmektedir.
Parker Güneş Sondası, Güneş’in dış atmosferi olarak bilinen “korona”ya ulaşmak amacıyla özel olarak tasarlanmıştır. Araç, aşırı sıcaklıklara ve zorlu koşullara dayanabilmek için güçlü bir ısı kalkanıyla donatılmıştır. Projenin maliyeti NASA’ya 1,5 milyar dolar (yaklaşık 52,8 milyar Türk Lirası) olarak belirlenmiştir. Sondanın ismi ise, güneş fiziği alanındaki önemli çalışmalarıyla tanınan bilim insanı Eugene Newman Parker’dan alınmıştır.
Parker Sondası’nın tarihi geçişinin ardından 27 Aralık Cuma günü Dünya’ya sinyal göndermesi beklenmektedir. Eğer bu sinyal alınırsa, NASA, bu önemli ve olağanüstü yakınlaşmanın detaylarını ve ilk görüntüleri Ocak ayında kamuoyuna sunacaktır. Böylece bilim insanları, Güneş’in koronasına dair daha fazla bilgi edinmeyi umut etmektedirler.
Sonda, şimdiye kadar Güneş’in çevresinde toplamda 22 kez dönüş yapmış ve her geçişinde güneş yüzeyine biraz daha yaklaşmıştır. Son geçişinde ulaştığı 692.017 kilometre hız, Philadelphia’dan Washington D.C.’ye sadece bir saniyede ulaşmakla karşılaştırılabilecek büyüklükte bir performans olarak değerlendirilmektedir. Görevin bilim insanlarından Nour Raouafi, “Şimdiye kadarki en hızlı insan yapımı nesne,” diyerek bu başarıyı vurgulamaktadır.
Önceki hız rekoru, 1976 yılında NASA ve Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nin ortak çalışması olan Helios 2’ye aitti. Helios 2, o dönemde Güneş’e 42,73 milyon kilometre kadar yaklaşabilmişti. Parker Güneş Sondası ise bu mesafeyi yaklaşık 36 milyon kilometre aşarak yeni bir tarih yazmıştır ve böylece güneş araştırmaları için yeni bir dönem başlatmıştır.
NASA, Parker Güneş Sondası’nın Güneş’in koronasından elde ettiği verilerin ve görüntülerin Ocak ayı içerisinde Dünya’ya ulaşmasını hedeflemektedir. Bu tarihi görevin, gelecekte uzay araştırmalarına yön vermesi ve güneş sistemi hakkında daha derinlemesine bilgiler edinilmesine katkı sağlaması beklenmektedir. Bilim insanları, bu tür projelerin uzay keşifleri ve bilimsel ilerleme açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Böylece, teknoloji ve bilim arasındaki bu güçlü bağın pekişmesine neden olmaktadır.