Bugün 31 yıl önce Sivas’ta yaşanan olaylar, 45 yaşından genç olanların hafızalarında canlanmıyor. Binlerce “dindar ve kindar” grup, Madımak Oteli’nde bulunan aydın ve sanatçılara saldırarak canlı canlı yakma girişiminde bulundu. Bu acı olaylar, sadece okuduklarından dolayı hatırlanıyor.
Otelde kalanları hedef gösteren bildiriler dağıtılarak saldırıya teşvik edildi. Bu karanlık olaylar, geçmiş ile ilişkilendirilerek dikkate alınmalıdır.
CHP, “Geçinemiyoruz” mitingiyle halka seslenerek iktidara karşı çıkacaklarını ilan etti. Geçim sorunu artarken, siyasi partiler farklı stratejilerle süreci ele alıyorlar.
Yaklaşan seçimlerle birlikte siyasi atmosfer giderek geriliyor. Geçim sorunu çözülmedikçe halkın tepkisi artıyor. Bu durum, siyasilerin dikkate alması gereken bir gerçekliktir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda “Geçim yoksa seçim var” sloganı oldukça anlamlıdır. Bu slogan, farklı kesimlerden gelen insanları bir araya getirerek ortak bir mücadele alanı oluşturabilir. Geçimin en büyük sorun olduğu dönemde, siyasi partilerin inandırıcılığı ve çözüm önerileri önem kazanmaktadır.
Halkın sorunlarına sahip çıkan ve çözüm önerileri sunan siyasi partiler, halkın güvenini kazanacaklardır. Ancak siyasetçilerin halkın gerçek sorunlarına odaklanması, kavgacı bir tutum yerine müzakereci bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.
Siyaset, halkın beklentilerini yüksek sesle dile getiren politikacılar için değil, halkın hayatını iyileştirmeyi hedefleyenler içindir. Bu nedenle siyasetin temel amacı toplumu değiştirmek ve dönüştürmektir.
Bunu başaramazsanız, iktidara gelseniz bile benzer acı olayların yaşanmasını engelleyemezsiniz. Halkın beklentilerine cevap veren ve onların sesine kulak veren siyasetçiler, toplumun daha iyiye doğru ilerlemesine katkı sağlayabilirler.
Son olarak, İsmail Küçükkaya ve Işın Eliçin’in yakınlarının kaybı nedeniyle başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Acılarını paylaşıyor ve başsağlığı diliyorum.
