Esra Hankulu Davasında 10 Yıl Hapis Cezası Onandı

Esra Hankulu, 3 Ağustos 2021 tarihinde Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı Akdere Mahallesi’ndeki evinde ölü bulundu. Bu olay, büyük bir yankı uyandırdı ve olayın detayları araştırılmaya başlandı. Esra Hankulu’nun cesedi, yalnız yaşadığı evinde bulunduğunda, kafasında meydana gelen travmanın neden olduğu iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi.
Olayın ardından, Hankulu ile aynı evde geceyi geçiren arkadaşları Dilan Civelek ve Furkan Gürgil, olayla bağlantılı olarak gözaltına alındı. Ayrıca, daha önce ‘Aleyna Çakır’ olarak bilinen Sema Esen’in ölümünde sanık olarak yargılanan Ümitcan Uygun da gözaltına alınan diğer isim oldu. Ümitcan Uygun, ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklanırken, Dilan Civelek ve Furkan Gürgil için adli kontrol şartıyla serbest kalmaları kararlaştırıldı.
Olayın ardından, Esra Hankulu’nun ölümü üzerine yürütülen soruşturmada, Ümitcan Uygun’un ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanması talep edildi. Diğer sanıklar Furkan Gürgil ve Dilan Civelek ise ‘suç delillerini karartma’ suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle karşı karşıya kaldı.
Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Nisan 2022 tarihinde davanın karar duruşmasını gerçekleştirdi. Ümitcan Uygun’a ‘kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma’ suçundan 10 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, sanık için takdir indirimi uygulanmadığını belirtirken, Uygun’un tutukluluğunun devamına da karar verdi. Diğer sanıklar, Furkan Gürgil ve Dilan Civelek ise ‘suç delillerini karartma’ suçundan 1’er ay 6 gün hapis cezası almış, ancak hükmün açıklanması geri bırakılmıştır.
Daha sonra, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara karşı açılan temyiz incelemesini sonuçlandırdı. Bu incelemeler sonucunda, Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili olarak Ümitcan Uygun’a verilen 10 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Böylece Uygun’un cezası kesinleşmiş oldu.
Ayrıca, Uygun’un tahliye talebinin reddine de karar verildi. Bu durum, halk arasında infial yaratan bir olayın hukuki sürecinin nasıl yürütüldüğünü ve sonuçlandığını göstermesi açısından önem taşıyor ve medya tarafından da geniş biçimde ele alındı.