Suriye’de Rusya’nın Askeri Varlığı Tehlikede!

Rusya Federasyonu’nun lideri Vladimir Putin, Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş öncesinde de devrik Suriye lideri Beşar Esad’ın güçlü bir destekçisiydi.
Eylül 2015 tarihinden itibaren, Rusya önemli bir askeri güç göndererek Esad rejimini isyan eden kuvvetlere karşı koruma altına aldı. Suriye’deki en önemli iki askeri üs olarak, Lazkiye’nin 20 kilometre güneybatısındaki Hmeymim Hava Üssü ile Tartus’taki donanma üssü öne çıkmakta.
Ancak günümüzde Esad, Suriye’yi terk etmiş ve hükümeti düşürülmüştür. Rus medyası ise, geride kalan karmaşık duruma ilişkin sorularla dolup taşmaktadır; özellikle 7500 asker ile birlikte ne olacağı merak edilmektedir.
Rusya’nın karşılaştığı en önemli sorun, bu hızlı ve belirsiz durum karşısında varlıklarını nasıl koruyacağıdır. 2017 yılında Moskova ve Şam arasında yapılan bir anlaşma ile, Rusya’nın Tartus ve Hmeymim üslerini 49 yıl süreyle kiralayacağı kararlaştırılmıştı. Ancak, bu üslerin Rus kontrolünde kalıp kalmayacağına dair belirsizlikler sürmektedir.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, yaptığı açıklamada Moskova’nın Suriye’deki üslerin akıbetini yeni yönetim ile görüşeceğini belirtti. Bu ifadeler, Rusya’nın mevcut üslerin geleceği hakkında kesin bir karar vermediğini ve belki de birliklerin tahliye planları üzerinde düşünmeye başladığını gösteriyor.
Tahliye Planları
Tahliye süreci karmaşık bir süreç olacak; çünkü 7500 askerin yanı sıra, önemli miktarda askeri teçhizat ve malzemeye sahipler, özellikle de Hmeymim Üssü’nde. Zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri gibi büyük miktardaki askeri malzemelerin taşınması gerektiğinde, işlem kolaylıkla gerçekleştirilemeyecek.
Geçtiğimiz yıllarda, Rus birliklerinin Hmeymim Üssü’nde ağır savaş tankları bulundurduğuna dair haberler çıkmıştı. Bu tankların, dünyanın en büyük uçaklarından biri olan An-124 uçaklarıyla taşınması gerekiyordu. Eğer Rusya, Hmeymim’den askeri personelini tahliye etmeye kalkışırsa, kısa sürede yüzlerce An-124 ve Il-76 uçuşuna ihtiyaç duyulacak.
Ayrıca, Tartus’taki donanma üssünden deniz yoluyla tahliye de zorlu bir süreç olacaktır. Çünkü Türkiye, Montrö Sözleşmesi gereği boğazları Rus ve Ukraynalı savaş gemilerine kapatmış durumda. Bu durum, Rusya’nın Tartus