İbrahim Kaboğlu, düzenlediği basın toplantısında 23 Şubat’ta bir olağanüstü kurultay gerçekleştireceklerini duyurdu. Kaboğlu, konuşmasında, “22 Aralık günü kamuoyuna savcılığın bir soruşturma yapacağına dair bir açıklama yapıldı. Oysa biz 21 Aralık’ta, avukatlık kanununun ilgili maddelerinden hareketle, insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması üzerine bir basın toplantısı düzenlemiştik.” dedi.
Kaboğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptıkları soruşturmanın anayasaya ve yasaya aykırı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, 20 Ekim’de İstanbul Barosu’na üye avukatların iradeleriyle belirledikleri yönetimin sona erdirilmesi amacıyla açılan davayı kınadı ve ekledi: “Hiçbir organın anayasa dışı işlem yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir. Anayasanın yasama, yürütme ve yargıya bağlı olduğunu unutmayalım.”
‘Savunma haklarını savunmak için buradayız’
Kaboğlu, savunma hakkının savunmasını yapmanın kaçınılmaz olduğunu belirterek, “İstanbul Barosu ve diğer barolar olarak demokratik iradeyi savunmak adına buradayız. Bu nedenle 23 Şubat’ta yapacağımız Olağanüstü Kurultay’a dair kararımızı buradan açıklıyorum.” ifadesini kullandı.
‘Muhalif düşünceler baskı altında’
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise muhalif düşüncelerin bastırılmaya çalışıldığını vurguladı. Sağkan, “23 Şubat’ta gerçekleştirilecek Demokrasi Kurultayı’na tüm bileşenlerle destek olacağımızı kamuoyuna ilan ettik. Yargının, muhalif düşünceleri bastırmak için nasıl araçsallaştırıldığını görüyoruz.” şeklinde konuştu ve İstanbul Barosu’nun bu baskılara karşı susmayacağını belirtti.
‘Genel kurul iradesine müdahale kabul edilemez’
Eski İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, yapılan açıklamaların meşru bir şekilde seçilmiş yönetimin görevden uzaklaştırılmasını ya da yargı eliyle seçim yaptırılmasını istemenin demokrasi ve baroların bağımsızlığına aykırı olduğunu ifade etti. “Her türlü müdahaleye karşı duracağız. Baroların bağımsızlığı genel kurul iradesine yapılan müdahalelere asla izin vermeyecektir.” dedi.
‘Avukat iradelerine saldırı yapılıyor’
Diğer bir eski İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, yaşanan gelişmeleri eleştirerek, “Bugün İstanbul Barosu tarihi açısından özel bir gün. Çünkü ilk kez avukat iradelerine bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu durum otoriterleşmenin avukatlık mesleğine de sirayet ettiğini gösteriyor.” diye konuştu.
‘Seçimle gelenler seçimle gidecek’
Durakoğlu, Adalet Bakanlığı’nın kendileri hakkında açtığı kovuşturma nedeniyle seçilme yeterliliklerini kaybettiklerini ileri sürerek, “Seçimle gelenlerin yalnızca seçimle gidebileceğini göstereceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.” dedi ve karşılaştıkları hukuksuzluklara izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
Toplantının ardından, İstanbul Barosu’ndaki gelişmelerin, avukatlık mesleğine ve hukukun üstünlüğüne dair önemli bir tartışma yaratacağı öngörülmektedir. Katılımcılar, demokratik iradenin savunulması adına daha fazla eylem yapılması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını belirttiler.
Kaynak: ANKA
