Oyuncu Elçin Sangu, ID İletişim’in kurucusu ve menajeri Ayşe Barım ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Barım, Gezi direnişinin planlayıcılarından biri olarak biliniyor ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” iddiasıyla tutuklandı. Bu tutuklama kararı, Sangu tarafından dikkatle ele alındı ve toplumsal vicdanı rahatsız eden bir durum olarak değerlendirildi.
Sangu, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, Barım’ın sektörle ilgili sorunları irdeleyen biri olduğunu belirterek, aslında hiçbir siyasi yorumu olmadığını ve onu sektör içerisinde tanıdığını vurguladı. Bununla birlikte, kamuoyuna açıklanmayan delillerle Barım’ın tutuklanmasının kendisini ve diğerlerini derinden rahatsız ettiğini ifade etti.
‘Yine bir seçime hazırlanıyoruz hissi’
Elçin Sangu, Barım’ın 12 yıl öncesine kadar uzanan bir dönemde tutuklama kararlarının alınması hakkında şu sözleri sarf etti: “Bu durum sadece kutuplaşmayı artırıyor ve yine bir seçime hazırlanıyoruz hissi veriyor.” Sangu, bu tutuklama süreçlerinin ve açıklamalarının sektörü etkilediğini, iletişim alanının giderek bir facia haline dönüştüğünü öne sürdü. Bazı arkadaşlarının, sektörden bağımsız olan kişilerin konuyla ilgili “çok bilir” edasıyla konuşmalarının durumu daha kaotik hale getirdiğini vurguladı.
Ayrıca, Sangu hukukun şeffaf bir şekilde işlemesi ve delillerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğinin altını çizdi. Aksi takdirde, bu tarz kararların toplumsal güvensizliği artırmakla kalmayıp, aynı zamanda farklı düşüncelerin ve tartışmaların daha da köreleceğini ifade etti. Sangu, bu konuda yorum ve gönderilerde bulunan kişilerin ciddiyetle yaklaşmalarını istedi.
Sektörel sorunları irdelemek için başlayıp, hiçbir siyasi yorumunu görmediğim, duymadığım ve sektörel olarak tanıdığım Ayşe Barım’ın, kamuoyunda açıklanmayan delillerle tutuklanması vicdanen hepimizi rahatsız etmektedir.
Sektörel sorunları tartışmak ayrı bir konu, ancak henüz…
— Elçin Sangu (@elcnsng) January 28, 2025
Sonuç olarak, Elçin Sangu’nun açıklamaları, sadece Ayşe Barım’ın tutukluluğu üzerinden değil, aynı zamanda Türkiye’de iletişim sektörünün ve toplumsal algının nasıl şekillendiğine dair önemli tartışmalara da kapı aralıyor. Sangu’nun çağrısı, sektördeki insanları düşünmeye ve sorumluluk almaya davet ediyor. Bu tür olayların, sadece bireyler özelinde değil, toplum genelinde nasıl bir etki yarattığı üzerine düşünmek gerektiğini de vurguluyor.
