Teknoloji

Uzay Çöplüğü Tehditi: Enkazlar Kontrolsüz Artıyor

Geçtiğimiz Kasım ayında, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) Dünya yörüngesindeki bir enkaz parçasından kaçmak amacıyla rotasını değiştirmek zorunda kaldı. NASA’nın bildirdiğine göre, ISS’nin bu tür kaçış manevralarını 2000 yılından bu yana onlarca kez gerçekleştirdiği kaydedildi. Ancak, uzaydaki enkaz sayısının her geçen yıl artması nedeniyle bu tür olaylar giderek daha sık yaşanmaktadır.

Avrupa Uzay Ajansı’nın yaptığı açıklamaya göre, 1957’den bu yana uzayda 650’den fazla “çarpışma, patlama veya parçalanma olayı” meydana gelmiştir. Bu olayların birçoğu, ülkelerin gerçekleştirdiği silah testlerinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Rusya’nın 2021 yılında kendi uydusuna düzenlediği bir füze saldırısı sonucunda 1.500’den fazla izlenebilir enkaz parçası oluştu.

CNN’de yayınlanan bir habere göre, önemli bir çarpışma olayı 2009 yılında gerçekleşti. Bu olayda, bir Rus askeri uydusu, Amerikan şirketi Iridium’a ait bir iletişim uydusuna çarparak binlerce enkaz parçası üretti. Uzaydaki her yeni enkaz parçası, diğer uydular ve uzay araçları için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

KESSLER SENDROMU NEDİR?

Kessler Sendromu, Amerikalı astrofizikçi Donald Kessler tarafından 1978 yılında ortaya konan bir teoridir. Bu teori, uzaydaki çöp miktarının belirli bir kritik eşik seviyesini aşması durumunda çarpışmaların kontrol edilemez bir şekilde artacağı ve sonrasında uzayın kullanılamaz hale geleceğini öngörmektedir. Bilim insanları, bu senaryonun ne zaman gerçekleşeceği konusunda farklı görüşlere sahip olsa da, yörüngedeki yoğunluğun büyük bir sorun olduğu hususunda fikir birliği içerisindedirler.

Gözlemlenebilir enkaz parçalarının yalnızca bir kısmı takip edilebilmektedir. Çoğunlukla bir tenis topundan daha küçük olan nesneler, mevcut teknoloji ile tespit edilemiyor. Ancak bu ufak parçalar, saatte binlerce kilometre hızla hareket ettikleri için bir uzay aracına ciddi zarar verebilir.

BİNLERCE YIL YÖRÜNGEDE KALABİLİYORLAR

Düşük Dünya yörüngesi (LEO), uzayda en kalabalık olan bölgedir. Burada internet sağlayan Starlink gibi binlerce uydu ile hava durumu ve iklim gözlem araçları bulunmaktadır. 500 kilometre yükseklikteki bir enkaz parçası, atmosferin etkisi altında 25 yıl içinde Dünya’ya düşebilirken, 1.000 kilometre yükseklikteki bir enkaz parçası binlerce yıl boyunca yörüngede kalabilmektedir.

Bu durum özellikle jeosenkron yörüngede (GEO) bulunan pahalı iletişim uyduları için büyük bir risk teşkil etmektedir. GEO’daki enkaz temizleme yöntemleri hâlâ geliştirilme aşamasındadır. Avrupa Uzay Ajansı’nın ADEO projesi gibi deneysel teknolojiler, atmosfer sürtünmesini artırarak enkazı daha hızlı bir şekilde yok etmeyi amaçlamaktadır, ancak bu yöntemlerin yüksek maliyetleri nedeniyle geniş kapsamlı bir çözüm sunması oldukça zordur.

‘UZAYI SONSUZ BİR KAYNAK GİBİ GÖRDÜK’

Uzmanlar, uzaydaki çöp sorununu çözmek için hem temizlik teknolojilerinin geliştirilmesi hem de uluslararası düzenlemelerin uygulanmasının kritik olduğunu vurgulamaktadır. Birleşmiş Milletler, Eylül 2023’te “Uzayın Barışçıl Kullanımı Komitesi” çerçevesinde yeni kurallar üzerinde çalışılacağını duyurmuştur. Ancak, bu tür düzenlemelerin etkili olabilmesi için bireysel ülkelerin liderlik etmesi ve sektördeki paydaşları sorumluluk alm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu