Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yılın ilk faiz kararını alarak politika faizini 250 baz puan düşürüp %45 seviyesine çekti. Bu karar, ekonomik gözlemciler ve analistler tarafından bekleniyordu ve piyasalarda belirli bir baskı altında gerçekleşti.
Merkez Bankası’nın karar sonrası ekonomistler kararı değerlendirdi.
TCMB eski başekonomisti Hakan Kara, Merkez Bankası’nın bu kararını beklenilir bulduğunu dile getirerek, “Faiz yüzde 45’e indi, Merkez Bankası yine şaşırtmadı. İngiltere Merkez Bankası eski Başkanı Mervin King’in dediği gibi ‘iyi para politikası sıkıcıdır'” ifadelerinde bulundu. Kara, geçmişte olduğu gibi Merkez Bankası’nın ekonomik politikasının öngörülebilir olmasının önemine vurgu yaptı.
Stratejist Rıdvan Baştürk, tahminlerde bulundu ve 250 baz puanlık bir indirimin bir daha gerçekleşmeyeceğini belirtti. “TCMB, iki toplantıda toplam 5 puan indirim yaptı. Bir sonraki toplantı 6 Mart’ta yapılacak. Bu süre içinde küresel gelişmeler ve yurtiçindeki enflasyon durumu göz önünde bulundurulacak. Gelecek faiz indirimi, ya daha az bir miktar olacak ya da bekle-gör tutumuyla ilerleyecek” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Ekonomist İris Cibre, yeni bir faiz indiriminin kapıda olduğunu belirtti. Cibre, “Aralık ayında enflasyonun ana eğiliminin gerilemesine rağmen, Ocak ayındaki öncü veriler artış gösterebilir. Eğer ocakta beklenmedik bir enflasyon artışı yaşanmazsa, bu durum Merkez Bankası için %5’in üzerinde anlam kazanacak ve Mart ayında yeni bir faiz indirimi yapılabilir” dedi.
Ekonomist Uğur Gürses, Merkez Bankası’nın ilerideki fiyatlamalara dikkat çektiğini söyledi. “Merkez Bankası, ana eğilim gerilemekte. Ocak ayında ‘zamana bağlı’ ve ‘geriye endeksli’ hareketler öne çıksa da bireylerin fiyat hareketlerine dikkat edilmesi gerektiği mesajını veriyor. Ayrıca, 1.5 trilyon TL’lik likidite fazlasına yönelik ek tedbirler alınmadığında, bu durumun yeterli olmadığını belirtti” ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın faiz kararları, ekonomistler tarafından dikkatle izlenirken, faiz oranlarındaki değişikliklerin yarattığı etki, piyasa dinamikleri üzerinde önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. 2023 yılında atılacak adımlar ve alınacak yeni kararlar ise ekonomik istikrar açısından belirleyici olacaktır.
