Son günlerde öne çıkan bir casusluk davası, Liu adlı bir asistan mühendis etrafında şekilleniyor. Bu mühendis, bir araştırma enstitüsünde çalışmaktaydı ve özellikle devlet sırları ile ilgili bilgilerin ifşasıyla adından söz ettirdi. Bakanlığın resmi WeChat hesabı üzerinden yapılan açıklamalara göre, Liu’nun çalıştığı enstitüdeki koşullarından memnun olmadığı ve terfi süreçlerinde göz ardı edildiği için büyük bir mutsuzluk hissettiği ifade ediliyor.
Liu, bu mutsuzluk sonrası istifa etmeye karar verdi. Ancak istifasının hemen öncesinde, devlet sırrı olan birçok bilgiyi yasa dışı bir şekilde kopyalayarak, bu bilgileri cebinde saklamıştı. Liu’nun hedefi daha iyi bir yaşam sağlayabilmekti, fakat almış olduğu kararlar ve sonrasında yaşadığı gelişmeler bu hedefin tam tersine yol açtı. İstifasından sonra bir menkul kıymetler yatırım şirketinde çalışmaya başlayan Liu’nun, burada yaptığı bazı riskli yatırımlar maalesef başarısız oldu ve bu durum onu ciddi bir borç yükü altına soktu.
Yaşadığı mali kriz sonucunda Liu, elde ettiği devlet sırlarını pazarlamak amacıyla yurt dışında bir yabancı istihbarat kuruluşu ile iletişime geçti. Bu süreçte Liu, “devlet sırrı” niteliğindeki bilgileri belirli bir bedel karşılığında sattığı bilgisi de basına yansıdı. Liu’nun, bu bilgileri sadece bir kuruluş ile değil, aynı zamanda birkaç farklı ülkenin istihbarat birimleri ile de paylaştığı ortaya çıktı. Bu bilgiler, pahalıya mal olan bir ihanetin parçası olarak değerlendirilirken, Liu’ya yönelik devlet otoriteleri tarafından takip başlatıldı.
Liu, sonunda yakalanarak casusluk suçundan yargılandı. Yapılan yargılamalar sonucunda kesinleşen cezası ise idam cezası oldu. Ancak idam cezasının uygulama tarihi ve infaz durumuna dair herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Bu durum, Liu’nun eylemlerinin sonuçları ve devletin gizlilik politikalarının ne denli ciddi şekilde ihlal edildiği konularına dikkat çekti.