Sağlık

Doku Transferleri İyileşmeyi Hızlandırıyor!

Doku transferlerinin, hastaların iyileşme süreçlerini önemli ölçüde hızlandırdığını belirten Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burak Özkan, bu yöntemin yalnızca yara iyileşmesini hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırdığını vurguladı. Uzm. Dr. Özkan, “yanıklar, travmalar ve cerrahi müdahale sonrası oluşan açıklıkların tedavisinde doku nakli bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Özellikle ince deri nakillerinin pansuman süreleri daha uzun olabiliyor. Bu süreçte dışarıdan nemlendiriciler kullanılması önerilmektedir. Mikrocerrahi ile gerçekleştirilen doku transferlerinde ise adaptasyon süresi genellikle bir hafta ile on gün arasında değişmektedir. Bu dönemin ardından hasta, ameliyatın büyüklüğüne bağlı olarak günlük yaşamına dönüş yapabilmektedir” ifadelerini kullandı.

“YARANIN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR”

Deri ve doku bütünlüğünün bozulduğu durumlarda uygulanmakta olan yöntemleri ayrıntılı bir şekilde açıklayan Doç. Dr. Özkan, “Yanıklar, travmalar veya kanser cerrahisi sonrası oluşan açıklıkların tedavisinde doku transferleri uygulamaktayız. Eğer yüzeysel bir deri eksikliği söz konusuysa, bacağın arka veya yan bölgelerinden ince deri nakli ile bu açığı kapatmak mümkündür. Ancak daha kalın ve etli bir dokuya ihtiyaç duyulduğunda, kemiğin ya da damarın yapısına uygun doku seçenekleri tercih edilmektedir. Seçim, ameliyat türüne, yaranın büyüklüğüne ve cerrahın uzmanlık seviyesine göre değişkenlik göstermektedir” dedi.

“DOKU ALINIP DAMARLARLA BİRLEŞTİRİLİYOR”

Deri nakillerinin mikrocerrahi yöntemlerle de gerçekleştirilebileceğini belirten Doç. Dr. Özkan, bu konuyla ilgili şunları kaydetti: “Mikrocerrahi, deri ve damarların nakledilmesinin gerektiği daha karmaşık durumlarda devreye girmektedir. Bu teknikle önce gerekli doku kısmı hazırlanır, ardından doku alınıp damarlarla birleştirilir. Deneyimli ekiplerle yapılan bu tür ameliyatlarda başarı oranı oldukça yüksektir. Bu operasyonlar genellikle yanık hastaları ya da daha derin yapıların onarılması için tercih edilmektedir.”

“TAMAMEN İZSİZ BİR İYİLEŞME MÜMKÜN DEĞİL”

Her cerrahi müdahale sonrasında iz kalma olasılığının bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Özkan, bu durumu şöyle özetledi: “Hastaların iyileşme kapasitesine, yaranın büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak izler değişiklik gösterebilmektedir. Özellikle görünür bölgelerde oluşacak izler için hastalarımıza gerekli kremler ve güneşten korunma yöntemleri önerilmektedir. Ancak deri bütünlüğünün kaybolduğu durumlarda tamamen iz olmadan iyileşme sağlamak mümkün değildir. Her yaranın ve hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Kemik, damar ya da tendon gibi kritik yapıların açığa çıktığı durumlarda, mümkün olan en kısa sürede doku transferi yaparak bu bölgeleri kapatmak önceliğimizdir. Hastalarımıza yara onarımı için en uygun tedavi seçeneğini sunmak gayesindeyiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu